Gençlik

Tek tip nesil”den “dindar nesil”e BU KAVGA DEVLETİN!

“İleri demokrasi”nin en ileri projeleri hızla hayata geçirilirken üniversiteler ve üniversite öğrencileri de bundan payını fazlasıyla almaktadır. Bu “pay” eğitim sistemini günden güne çürütmekte, üniversitelerde özgür düşünceye vurulan kelepçelerin sayısını her geçen gün artırmaktadır. Çeşitli “sebep”lerle devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever öğrencilere her gün yeni soruşturmalar açılmakta, ceza üstüne ceza eklenmektedir.

Kısa bir istatistik verecek olursak; 2000-2012 yılları arasında 48 bin 268 öğrenciye, son iki yılda ise yaklaşık 13 bin öğrenciye disiplin soruşturması açılmıştır. Bu 12 yıl içerisinde ise yaklaşık 600 öğrenci okuldan atılmış ise 13 bin civarında öğrenci de birer veya ikişer dönem olmak üzere okuldan uzaklaştırılmıştır.

Bu disiplin soruşturmalarının nedenlerinin başında ise “Kürtçe ders okutulması talebi, izinsiz dergi dağıtmak, izinsiz pankart, döviz açmak, gösteri yapmak, YÖK’ü protesto etmek, izinsiz bildiri okumak” vb. geliyor. (CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba’nın meclise verdiği bir soru önergesine göre.)

Erdoğan: “Üniversitelerdeki en önemli sorun dogmatizm ve tek tipleşme!”

Son yılların üniversitesindeki tablosunu çizmemize yardımcı olan bu veriler bile “ileri demokrasi”ye dair fikir sahibi olmamız için yeterliyken buradan Yıldız Teknik Üniversitesi’nin bu yılki açılış törenine, Başbakan’ın burada yaptığı konuşmasına gelelim.

Başbakan buradaki konuşmasında üniversitelerdeki en önemli sorunun “dogmatizm ve tek tipleşme” olduğunu söylüyor, “Üniversitelerin olabildiği kadar geniş bir fikir yelpazesine zemin oluşturması şarttır” diyor. Başbakan’ın tespitine katılmamak mümkün değil. Hatta “tek tipleşme” sadece üniversiteler için değil bir bütün toplum için en önemli sorun.

Erdoğan’ın gerçekte söylemek istediği şeyi ise özetle üniversitelerde gerici, ırkçı, cinsiyetçi anlayışın hâkimiyetinin sağlanması olarak okumalıyız. Erdoğan’ın ve genel anlamıyla devletin özgür düşünce ortamının yaratılmasından anladığı kendi düşüncelerinin hâkimiyetinin sağlanmasından başka bir şey değildir.

Gerici oluşumlar açıktan destekleniyor

Devrimci, demokrat, yurtsever, ilerici öğrenciler üniversitelerin az bir kısmında görece rahat bir biçimde örgütlenme çalışması yürütebiliyor. Erdoğan “özgür düşünce ortamı”nı diline pelesenk etse de üniversitelerin genelinde hala afiş asmak, bildiri dağıtmak, yürüyüş yapmak çok ciddi engellemelere takılmaktadır. Soruşturma açılmasını, ceza verilmesini tartışmıyoruz bile.

Meselenin bir yüzü buyken diğer yüzünü de gerici, faşist örgütlenmelerin açıktan desteklenmesi oluşturmaktadır. Son birkaç yıldır bu “desteklenme” durumu iyice belirginleşmiştir. Türkiye Gençlik Birliği (TGB), Anadolu Gençlik Derneği (AGD), cemaatler ve bunlara benzer daha birçok gerici oluşum üniversitelerde daha rahat bir faaliyet yürütür hale gelmiştir. Bunda devletin “parmağı”  görülmeyecek gibi değildir.

Bu duruma bir örnek arıyorsak Hacettepe Üniversitesi’ ne bakalım. İlerici kurumların faaliyetini görece rahat yürüttüğü bu üniversitede son bir yıl içerisinde yukarıda bahsettiğimiz oluşumların bir atak yaptığı açıktır. Bu kurumlar üniversitenin salonlarında paneller yapmaya, açıktan bildiri dağıtmaya, afiş asmaya başlamaktadır. Devrimci, demokrat, yurtsever öğrencilere ise bu bir yıl içerisinde defalarca soruşturma açılmıştır.

Ezberler üniversitede de bozulmuyor

Erdoğan’ın “geniş fikir yelpazesi”nde ilerici hiçbir nüveye yaşam hakkı tanınmadığı/tanınmayacağı, bu doğrultuda her yolun “mubah” olduğu da bilinmektedir. Devlet, her alanda olduğu gibi, üniversitelerde de ezberleri bozmamakta; Kürt öğrencilere özel bir “yönelim” içerisine girmektedir. Tehditler, engellemeler iyice pervasızlaşmakta, saldırılar tırmandırılmaktadır.

Kısa bir süre önce “dindar nesil” olarak formüle edilen gençliğe yönelik bu yaklaşım, devletin üniversitelerdeki önümüzdeki dönem politikalarına da yön verecek olan anlayıştır. Bu noktada daha da derinleşilecek, uzmanlaşma arttırılacak.

“Tek tipleşen nesil”den “dindar nesil”e bu kavganın devletin kavgası olduğu açıktır. Geleceğimizi kazanmak için kendi kavgamızı yaratmaktan/yaşatmaktan başka çıkar yolumuz bulunmamaktadır!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu