Güncel

Döviz yükseliyor, Türk Lirası eriyor; halkın cebi boşalıyor!

 TC ekonomisi giderek derinleşen ve her gün etkileri daha fazla yüzeye vuran büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya. Döviz kurundaki artış emekçi yığınların her gün biraz daha yoksullaşmasına ve yoksunlaşmasına, alım gücünün düşmesine neden oluyor.

H. Merkezi:Merkez Bankası’nın faiz artımı ile dün bir miktar düşen döviz kuru, güne yine dalgalanma ile başladı. Dolar 4,74’ü, avro 5,55’i gördü. Analistler ise 7 Haziran’da bir miktar daha faiz artımı bekliyor.

Döviz kurlarında son 10 yıldaki en büyük dalgalanma ve Türk Lirası’ndaki şiddetli değer yitimi sonucu Ocak 2014’ten sonra ilk defa olağanüstü toplanan Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranını 300 baz puan artırmış, bunun etkisiyle dolar kuru 4,54’e, avro kuru da 5,32’ye kadar gerilemişti.

Ancak bu hamle, ekonomi yönetimine duyulan güvensizliği gidermedi ve döviz kuru sabah saatlerinde yeniden dalgalanmaya başladı. Güne 4,63 seviyesinde başlayan dolar, öğle saatlerinde 4,74 seviyesine kadar yükseldi. Benzer bir biçimde avro da 5,55’i gördü. Dünya gazetesi’nin haberine göre; analistler, Merkez Bankası’nın güveni tam olarak sağlama adına 7 Haziran’daki olağan toplantısında bir miktar daha faiz artışı yapması gerektiğine dikkat çekti. Merkez Bankası’nın, açıklamasında geçen “Gerektiğinde ek parasal sıkıştırma yapılacaktır” ifadesini çıkarması ise 300 baz puanlık artışın yeterli görülebileceği şeklinde okundu. TL’nin 2018 yılı içindeki toplam değer kaybı %23 seviyesine ulaşmıştı.

Zeybekçi kurdaki yükselişi kabul etmiyor(!)

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kurdaki yükselişi kabul etmediğini söylese de TL, dolar ve diğer tüm paralar karşısında değer kaybediyor. Zeybekci dolar kurunun 4,25 bandına yükseldiğinde “Kurdaki yükselişi kabul etmiyorum” diye konuşmuştu. Ancak hükümet yandaş şirketlere döviz üzerinden verdiği taahhütleri güncel kurdan ödemeye devam etti ve Zeybekçi’nin açıklamasından sonra dolar 5 TL’ye doğru tırmanışını sürdürdü.

2018’in ilk günlerinde 3,75 olan dolar kuru 23 Mayıs sabahında 4,92’ye yükseldi. 2018’in ilk 5 ayında TL dolar karşısında yüzde 31 oranında değer kaybederken AKP’lilerin tavrında pek bir değişim gözlenmedi. Binali Yıldırım’ın “Dolsa ne olur; dolmasa ne olur?” felsefesini benimseyen AKP’liler dolar kurundaki yükselişin gündelik hayatı etkilemediği yönündeki argümanlarını sürdürdü.

Bakanların söylemlerinin aksine dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri olan TC’nin birimi olan TL’nin değer kaybettiği açık. Türkiye’de dolaşımdaki paranın yüzde 40’ı döviz bazlı. TL ile yapılan işlemlerin çoğu örneğin AVM kiraları dövize endeksli. İhracat, ithalatın üçte ikisini karşılayabiliyor. Gübre, mazot, tohum ithal ediliyor. Bu verilerle TL’nin değer kaybının hayatı etkilemediğini söylemek açıkça yalan söylemek anlamına geliyor. Ekonomik anlamda emperyalizme bağımlı durumdaki TC ekonomisinden başka bir şey beklemekte hayal olur. Bugüne kadar dışarıdan alınan yüksek miktardaki paralarla ekonomi çarkını çeviren AKP iktidarı gerek içerde gerekse de dışarıda yaşanan gelişmelerin etkisiyle mevcut durumu sürdüremeyecek duruma gelmiş durumda.

Enflasyon halkın elini yakıyor

TL’deki değer kaybının sürekli olarak devam etmesi çift haneli enflasyon olarak sokakta halkın karşısına çıkıyor.

Akaryakıt fiyatlarındaki önlenemeyen yükseliş gündelik hayatın her alanında doğrudan hissediliyor. 2017 yılında yüzde 12 olan enflasyon aynı seviyede artmaya devam ediyor.

Enflasyon nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,87, yıllık ortalamalara göre ise yüzde 11,06 artış gerçekleşti.  Ana harcama grupları itibariyle 2018 yılı Nisan ayında, ulaştırmada yüzde 3,54, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 2,32, ev eşyasında yüzde 2,11 ve eğlence ve kültürde yüzde 1,67 artış gerçekleşti.

Bakan açıkça yalan söylüyor!

Cari açık ve çift haneli enflasyon üzerine değerlendirmelerde bulunan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek “Özellikle kur etkisi burada çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Biz gıda komitesi olarak gerekeni yaptık.

Merkez Bankası da eli kolu bağlı değil, gereken tepkiyi veriyor” dedi ve günümüz verilerini 90’lı yıllarla kıyaslayarak savundu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba ise et fiyatlarıyla ilgili şikayet karşısında “Benim eşim ucuza alıyor” diyerek açıkça yalan söylüyor.

AKP’nin bakanları gerçekliği ne kadar çarpıtmaya çalışırsa çalışsın, 24 Haziran yaklaştıkça ekonomik alanda yaşanan daralma ve kriz halinin emekçilerin gündelik yaşamına daha fazla yansıyacağını öngörmek zor değil. AKP iktidarı, döviz kurundaki dalgalanma, dolar ve eoru’daki artışa dair önce yok sayma, işe yaramadığında mevcut durumu manipüle etme politikası izlese, dış mihraklardan söz etse de gelinen aşamada artık mevcut durumu sürdüremez aşamada. Söz konusu gelişmelerin emekçi yığınlarda AKP iktidarına yönelik öfkeyi büyüteceği açıkken yaşadığı krize rağmen iktidarın mevcut durumu manipüle edecek hala etkili argümanları bulunduğunu da unutmamak gerekiyor.

24 Hazirana giderken devrimci-ilerici güçlerin, HDP’nin seçim bildirgesiyle ortaya koyduğu programı daha geniş kesimlere taşıması acil bir ihtiyaç olarak görülüyor.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu