GüncelMakaleler

YORUM | “Halkımızı Katledenlerden Hesap Soracağız!”

"Umutları enkaz altında bırakılan milyonların umudu olmak zorundayız. Daha fazla dayanışmak, daha fazla örgütlenmek-örgütlemek ve bir avuç kan emici, sömürücünün sarayını halkımızın örgütlü gücü ile başlarına yıkmak görevimiz."

Nereden ve nasıl başlamak gerek bilmiyorum… Kelimelerin, görüntülerin, sözlerin, gözyaşının dahi anlatamadığı; öfkenin, isyanın yetmediği bir deprem süreci yaşıyoruz. Doğrusu deprem bir doğa olayı. Ancak 6 Şubat sabaha doğru yaşanan depremin ardında bıraktığı yıkım, tamamen Türk devletinin yağmacı ve rantçı karakterini ortaya seriyor. Ve doğal olarak depremin değil devletin enkazının altında kalan halkımız tepki ve öfke dolu. Zira depremi felakete çeviren TC devletinin tam da kendisi. Üstelik bu yetmezmiş gibi daha ilk gnden itibaren halkın dayanışmasını engellemeye çalışan ve gelen yardımlara “çökmeye” çalışan da aynı devlet. Bu nedenle halkımızın öfkesi rantın, talanın, sömürünün yarattığı felakete yönelik.

Göz göre göre yaşandı bu katliam… Bilim insanlarının uyarıları dikkate alınmadan, umursamadan hareket edildi. Şimdi ise enkaz altında yakınlarının sesini duymaya-duyurmaya çalışanlara tıpkı daha önceki katliamlarda olduğu gibi “kader” deniliyor… Deprem bölgesinde coğrafyanın onda birinin yok olduğu, on binlerin öldüğü, yüzbinlerin yaralandığı, milyonların hayatlarının yerle yeksan olduğu, başka şehirlerde belirsiz-güvensiz bir yaşama zorlandığı koşullarda “kader”e inanmamız, “kader plan”ına boyun eğmemiz, “ölenle ölünmez” deyip kulluğa devam etmemiz isteniyor.

Deprem bölgesinde sokakta kimi görseniz gözyaşı içinde sevdiklerini kaybettiği için tarifsiz bir acı içinde… Kimi halen enkazın başında bir umut beklerken kimi cenazesinin başında bekliyor. Kimi göç etmenin hazırlığı içindeyken kimi yaşadığı şehrin yok oluşunu görmeye dayanamadığı için acı ve öfke içinde şaşkın…

İlk günden bu yana burada olan, arama-kurtarma çalışmaları içinde yer alan yoldaşlarımız ya da ertesi günlerde gelip depremzedelerin ihtiyaçları için dayanışma içinde olan yoldaşlarımız var. Her birimiz zaman zaman gözyaşlarımızı tutamıyoruz. Biz devrimciler devleti yıkma, sosyalist bir düzen kurma hedefi ile yola çıkanlar olarak halkımızın acılarına son veremediğimiz, gözyaşlarını dindiremediğimiz için kendimizi çaresiz hissediyoruz. Tanık olduğumuz her damla gözyaşı içimizde öfkeli bir sesi harekete geçiriyor; “Hesap soracağız, bu katil devletten mutlaka hesap soracağız ama bugün ama yarın ama on yıl sonra! Er ya da geç hesap soracağız!

İçimizden yükselen bu sesle gözyaşımızı siliyor, doğruluyor, “işe sarılma zamanı” diyerek faaliyete devam ediyoruz. Kinimiz, öfkemiz yasımızın, acımızın, çaresizliğimizin önüne geçmek zorunda. Öyle de oluyor. Öfkemiz bileniyor ve işe koyuluyoruz.

Umut olmak, umutlu olmak zorundayız!

Umutları enkaz altında bırakılan milyonların umudu olmak zorundayız. Daha fazla dayanışmak, daha fazla örgütlenmek-örgütlemek ve bir avuç kan emici, sömürücünün sarayını halkımızın örgütlü gücü ile başlarına yıkmak görevimiz.  Halk düşmanlarını proletaryanın balyozu ile tarihin çöplüğüne, enkazına gömeceğiz. Ölülerimizi torba içinde bize verenlerden hesap soracağız. Sözümüz olsun ki, kimsesizler mezarlığına kepçe ile gömülenlerimizin mezar taşlarına tek tek “hesabınız görüldü” yazacağız. Unutulmasın ki, bizim de hesap defterimiz var!

Her aileye 10 bin TL”, “Elektrik ve doğalgaz faturalarını 3 ay erteliyoruz” diyerek halkımızın acılarıyla adeta dalga geçenlerden; halkımızı ırkı, inancı üzerinden ölüme terk edenlerden; 7-8 gündür enkaz altındaki yakınlarının önce kurtarılması için ardından cenazesini almak için sokaklarda, caddelerinde ateş başlarında bekleyen insanların acılarından rant hesabı yapanlardan er ya da geç hesap soracağız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu