GüncelManşet

Söz verdik umudu büyüteceğiz(Yenilendi video)

Güçlü bir final yeni bir başlangıç” için düzenlenen “Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şöleni on beş bini aşkın kişinin katılımıyla büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleşti.

Sabahın erken saatlerinde hazırlıkların başladığı şölenin programı saat 14.00’da açılış konuşmasıyla başlayarak akşam 21.30’a kadar sürdü.

Türkülerle, marşlarla, ağıtlarla, halay ve horonlarla, direniş ve boyun eğmeyeceğiz sözü ile devam eden şölen, katılanların “bıji bratiya gelan” sloganları, alkışları ve tebrik mesajları ile son buldu.

Bir halkı teslim almak, onun kültürünü

yozlaştırmakla başlar!

Kalbimiz bütün ölümsüzlerimiz için çarpıyor

çarpacak!

Onlar bizimle yeniden

yaşayacak!

Pınar Aydınlar, Laz Marks ve Keremo’nun Kürtçe sunumuyla başlayan şölen devrim şehitleri şahsında saygı duruşuyla başladı. Şölende ilk olarak Tohum Kültür Merkezi adına Sema Gül açılış konuşması yaptı.

Sema Gül konuşmasında kültür sanatın mücadelemizdeki önemine değindi, egemenlerin kültür sanata yönelik saldırılarının altını çizdi. “Bir halkı teslim almak, onun kültürünü yozlaştırmakla başlar. Yozlaştırılmak istenen; halkın direnen, karşı koyan, mücadele eden yanıdır. Yozlaştırılmak istenen; halkın üreten, yaratan yanıdır. Emperyalizmin yozlaştırıcı kültürüne karşı halkın ilerici kültürüne sahip çıkarak yeni demokrasi kültürünü yayma hedefiyle 1995 yılında kuruldu Tohum Kültür Merkezi” diyen Gül, Tohum Kültür Merkezi’nin kısaca geçmiş çalışmalarına değinerek “Uzun bir aradan sonra Tohum Kültür Merkezi’ni yeniden ve daha güçlü bir biçimde yaşatmaya çalışıyoruzdedi.

Açılış konuşmasının ardından Şevval Sam sahne aldı.

Sam’ın seslendirdiği Karadeniz türkülerinin ardından Temel Demirer bir konuşma yaptı. Etkinliği selamlayan Demirer “Sizleri, İbrahim’in yoldaşlarını, devrimcileri, Suzan Zengin’den, Ali Haydar Yıldız’dan, Mahir Çayan’dan, Deniz Gezmiş’ten, dağlarda fabrikalarda, dövüşenlerden tanıyoruz” dedi.

Demirer’in konuşmasının ardından sırasıyla Moğollar ve Mehmet Ekici sahne aldı. Tutsaklardan ve dost kurumlardan gelen mesajların okunmasının ardından Ateş Halk Dansları Topluluğu görselliğine doyum olmayan bir gösteri yaptı.

Partizan coşkumuzla selamlıyoruz

Halk oyunlarının ardından etkinlik Tohum Kültür Merkezi’nin sinevizyon gösterimi ile devam etti. Gösterimde

Gösterimin ardından Partizan adına bir konuşma yapıldı.

Yapılan konuşmada; “Umudu Tohumca Büyütüyoruz etkinliği vesilesiyle sizleri, yenilgi ve zaferlerden oluşan 40 yılın birikimi, özgür gelecek mücadelesinde toprağa düşenlerimizin, kavga yeminleri, hala bedeller ödeyerek mücadeleyi sürdüren yoldaşlarımızın dik duruşu ve Partizan coşkumuzla selamlıyoruz” denildi. Konuşmada ayrıca şu ifadelere de yer verildi.  “Kadınlar gençler, işçiler, emekçiler tüm halkımız, 40. Kavga yılını zaferlere evirmek için dağlarda zindanlarda, şehirlerde amfilerde yaşamın her alanında çakılan kıvılcımı yangına dönüştürmek için hepinizi Partizan saflarında örgütlenmeye, Partizanca yaşamaya, Partizanca savaşmaya davet ediyoruz…” denildi.

Partizan adına yapılan konuşmanın ardından, İlkay Akkaya sahneyi alarak İbrahim’e ağıt’ı dinlendirdi. Akkaya ‘nın ardından Ruhan Mavruk ise şiirleriyle şöleni coşkulandırdı.

Özgür Gelecek Gazetesi, Özgür Radyo, Cem Radyo, Cem Tv, Yol Tv, İber ve Kalan Müzik’in sponsorluğunu yaptığı şölende sponsorlara plaket verilirken desteklerini sunan tüm kurumlara da teşekkür edildi.

Sunulan teşekkürün ardından Agire Jiyan binlerce kişinin katıldığı açlık grevinin 61. gününü selamlayarak türkülerini söyledi.

Mikail Aslan, Grup Munzur, Grup Haykırış, Erdal Bayrakoğlu,  Marsis, türküleriyle, horonlarıyla, marşlarıyla, kitleyi coşkulandırırken, Mehmet Özer ise şiirlerini kitleyle birlikte söyledi.

Lazca ezgilerle kitleyi coşturan Bayrakoğlu, “Tohum’la tanışmam 90’ların sonuna rastlıyor. Tohum’un yeniden yeşerdiğini görmek beni çok mutlu ediyor” dedi. Bayrakoğlu; Lazca dillendirdiği “Çav Bella” türküsünü 61 gündür hapishanede açlık grevinde olan tutsaklara armağan etti.

Bayrakoğlu’nun ardından Pınar Aydınlar “Kürdün Gelini” türküsünü dillendirdi.

Zazaca türküleriyle sahne alan Mikail Aslan, CHP’nin kurtarıcı olarak gözüktüğünü belirterek, “AKP ile CHP siyah ve beyaz gibi kardeştir. Siyah karanlığı, beyaz soykırımı temsil ediyor” dedi. Aslan Elgajiye türküsünü söylerken tüm kitle ona eşlik etti.

Arzu’nun da türkülerini kitleyle söylemesinin ardından Selahattin Demirtaş konuşma yaptı.

“Direnenler sizi teslim aldı”

Alkışlarla sahneye çıkan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Tohum Kültür Merkezi tarafından düzenlenen etkinliği selamladı ve bu etkinliğin önemine değinerek şunları söyledi;

Sizin salon dışındaki direnişiniz de bu ülkede kazananın kim olacağını gösterecek en önemli potansiyeldir. Biz faşizme karşı direnenlerden bir miras aldık. Eğer biz geçmişte işkenceye teslim olmayanların yoldaşalrıysak; ki öyleyiz; bu yüzden bunun için buradayız” dedi.

40 yıl önce İbrahim Kaypakkaya faşizme teslim olmadığı için, Hayriler, Kemal Pirler, Mahirler, Denizler boyun eğmediği için biz bugün burada özgürlükten bahsediyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Demirtaş, “Eğer 40 yıl boyunca faşizme karşı mücadele verirken, AKP bugün yine faşizm dayatıyorsa biz de bu mirastan aldığımız güçle ortak mücadeleyi yükseltmeliyiz” dedi. Demirtaş’ın sözleri “Direne direne kazanacağız” sloganları ile karşılanırken,Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Onlarda olmayan bir şey var bizde. Bizim öz gücümüz, halktır. Nasıl soykırım tehdidiyle karşı karşıya gelmiş bir halk, kendi öz gücüne güvenerek Ortadoğu’nun en büyük gücü haline geldiyse; yine öz gücümüzle direnmeye devam edeceğiz, Ya özgür bir gelecek yaratacağız ya da biz başaramazsak, AKP faşizmi halklarımızı teslim alacak” dedi.

Açlık grevlerini faşizme karşı mücadele kapsamında değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Demirtaş, “Siz, KCK operasyonları ile Kürt siyasetçileri cezaevlerine doldurdunuz, Kürt halkını susturduğunuzu zannettiniz. Ama onlar içeride açlık grevi direnerek, sizi teslim aldı işte!” dedi.

Egemenlerin en çok devrimcilerden, demokratlardan ve Kürt özgürlük savaşçılarından korktuğunu belirten Demirtaş, “Bu dönemde ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ yerine ‘Yaşasın halkların yoldaşlığı’ sloganını yükseltmeliyiz” dedi.

Elinde salladığın ip, boynunuza dolanır

TC Başbakanı Erdoğan’ın idam tartışmalarına da değinen Demirtaş, “Elinde salladığın ip, boynunuza dolanır; Roboski’de vur emri verenlerin boynunadolanır. O ipi elinizden bırakın İdamı savunurken bunu bir kez daha düşün Erdoğan. Türkiye artık idamı tartışacak bir ülke değil, Türkiye artık Özgür Kürdistan’ı, devrimi, demokrasiyi tartışıyor. Sen sadece yanındakileri kandırabilirsin, onları satın alabilirsin. Bugün Başbakanlık koltuğunda oturanlar kısa donları ile top peşinden koşarken halkın devrimcileri işkence tezgahlarında “kahrolsun faşizm” diye slogan atıyorlardı.

Henüz kimsenin Diyarbakır Zindanı önüne gitmediği bir dönemde orada direnen İbrahim Kaypakkaya’nın genç yaşında Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’nı savunan devrimci bir önder olduğuna değinen Demirtaş, “Sen biliyordun ki bir gün milyonlar çelikten bir irade olacak. Senin anın önünde saygıyla eğiliyoruz” diyerek sözlerini bitiren Demirtaş’a Tohum Kültür Merkezi teşekkür plaketi verirken ve Umut Yayımcılık’ta İbrahim Kaypakkaya’nın seçme yazılarının Türkçe ve Kürtçe baskısını hediye etti.

Selahattin Demirtaş’ın ardından Grup Munzur sahne alarak Kürtçe ve Türkçe ezgilerini sloganlar eşliğinde seslendirdi.

Tolga Sağ, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz ve Erdal Erzincan düet yaparak güzel bir dinleti verirken Emre Saltık ise İbrahim’i Mahiri ve Denizi selamlayarak, türkülerini onlar için söyledi.

“Berxwedan Jiyane” türküsünü dillendiren Bajar’ın türkülerine kitle halaylarıyla eşlik etti.

Şölende son olarak sahne alan Ferhat Tunç, 17 Kasım’ın Seyit Rıza’nın asıldığı tarih olduğunu hatırlatarak, “İsterdik ki devlet geçmişte yaptığı katliamları sürdürmesin. Ama Kemalist diktatörlük bugün de AKP eliyle devam ediyor. Biz Kemalist diktatörlüğün ne olduğunu İbrahim Kaypakkaya’dan öğrendik” dedi. Tunç, günün anlamına uygun olarak Özgürlük Mahkumları adlı eseri kitleyle beraber dinlendirdi. Tüm kitlenin coşkuyla söylediği eserin ardından şölen ıslıklarla, zılgıtlarla ve sloganlarla son buldu.

Şölenden notlar…

Şölende sahnenin arkasındaki ekrandan Nazım Hikmetten Ahmed Arif’e, Hasan Hüseyin’den Enver Gökçe’ye kadar birçok şairin resimleri yansıdı.

Halktan ve özgürlükten yana duruşları ve mücadeleleriyle Hrant Dink’ten Musa Anter’e aydınlarımızın isimleri; halkın sanatçılarından Kazım Koyuncu’dan Hasret Gültekin ve Yılmaz Güney’e kadar birçok isim anıldı.

Şölende adeta bir şiir ve türkü geçidi yaşandı. Mehmet Özer ve Pınar Aydınlar’ın okuduğu şirler katılımcıların yüreğine ve bilincine seslendi, mücadeleye çağırdı.

Şölende neredeyse tüm konuklar konuşmalarına açlık grevlerine değinerek başladı.Grup Agire Jiyan 61. gün yazılı önlükle sahneye çıktı.

Şölen akışı boyunca çevre sorunlarından Suriye’ye, Kürt halkına yönelik polis teröründen işçi sınıfı mücadelesine kadar hemen her konuda ajitatif konuşmalar yapıldı.

Sinevizyon gösterimi sırasında Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın ekranda belirlemesiyle salon “Önderimiz İbrahim..” sloganıyla inledi. Beşlerin ve Tohum Kültür Merkezinde yoğun bir emeği olan Sefagül Kesgin’in resimlerinin ekrana yansıması salonda öfkeyi büyüttü, sloganlar haykırıldı.

Tribünlerden “Biji biratiya gelan” yazılı dövizler açıldı.

Şölene Kürt gençliğinin yoğun katılımı dikkatlerden kaçmadı. Coşkusu ile

salonu dolduran Kürt gençleri, Kürtçe yapılan sunumlar ve ajitasyon konuşmalarına alkışlar ve ıslıklarla karşılık verdi, Agire Jiyan’la birlikte coştu.

Sanatçıların tümü ortak güçlü bir mücadelenin önemine vurgu yaptı.

İş cinayetlerinden HES’lere, açlık grevi direnişini, parasız bilimsel anadilde eğitimi, kadının kurtuluşunu içeren çok sayıda pankart salona asıldı. Ayrıca çeşitli dillerde “Hoş geldiniz” yazılı pankartta açılarak  kültürlerin bütünlüğü simgelendi.

Sanatçılar ve konuşmacılar, yürüyen zulme karşı bugün 61gündür süren, binlerin açlık grevini, zindan direnişini selamladı.

Konuşmalar sırasında Alevi inancından halkımızın hakları için verdiği mücadeleden direnişteki işçilere; Karadeniz’den Dersim’e HES’lere karşı mücadele veren Karadeniz halkına; hak ve özgürlük mücadelesi veren tüm toplumsal kesimler, ezilenler selamlandı.

Salon kadın sorununa, eğitimin piyasalaşmasına, Kürt sorununa, yürüyen zindan direnişine,taşeronlaştırmaya, çevre katliamına, Türkçe ve Kürtçe yazılmış sloganların olduğu pankartlarla süslendi.

Mahir Çayan, Mazlum Doğan, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya’nın resimlerinin olduğu pankartın yanı sıra, Kazım Koyuncu, Yılmaz Güney, Ahmet Arif ve Nazım Hikmet’in olduğu dev pankartlarla devrimci dayanışmanın önemine vurgu yapılırken halkın sanatçıları anıldı.

Şölende Umut Yayımcılık’ta stant açarak yayınlarını binlerle buluşturdu. Umut Yayımcılık’ın yeni çıkardı İbrahim Kaypakkaya seçme yazılar Türkçe-Kürtçe kitabı büyük ilgi gördü. Stantta ayrıca tutsakların elleri ile işlediği birçok eser sergilenerek kitleyle buluşturuldu.

Katılan kitlenin ağıtlarla hüzünlenip, marşlarla halaylar çekip, horonlar teptiği şölende direniş ve devrim yeminli sloganlar atıldı.

Yaşasın partimiz TKP/ML halk ordusu TİKKO, TMLGB” vb sloganların da atıldığı şölen oldukça coşkuluydu.

Kitlenin şölen görevlilerine tebrik ve memnuniyetlerini sunmaları ilgi çekti.

Direnişte olan işçilerin direnişi selamlanırken Hava -İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin’de bir konuşma yaptı.

Direnişte olan Darkmen işçileri, THY işçileri ve HEY Tekstil işçileri de şölene katıldı.

Şölende Karadeniz’den Kürdistan’a Alevilerden Kürt halkına ülkemizde yaşayan çeşitli milliyet ve inançlardan emekçi halkımız arasında birlik ve beraberliğin coşkulu bir tablosu oluştu.

Şölen kapsamında sunulan tebrik mesajları ise şöyle;

78’liler Girişimi

Tohum Kültür Merkezinin Umudu Tohumca Büyütüyoruz!” şenliğinin selamlıyoruz, “Ne geçmiş tükendi ne de gelecek!”

Demokratik Haklar Federasyonu

Bizler “Yüz Çiçek Açsın Yüz Fikir Akımı Birbiriyle Yarışsın” anlayışını kendimize rehber edinerek çatışmaların  devrimci bir perspektifle ele alınmasını önemli ve gerekli buluyoruz. Hâkim sınıflar her alanda saldırılarını yoğunlaştırırken devrimci kurumların da bu saldırılara karşı her alanda mücadele etmesi önemlidir.

Bu bağlamda devrimci kültür ve sanat cephesinde bu saldırılara cevap verebileceğimize inandığımız Tohum Kültür Merkezi”ne çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Büyük bedellerle ve emeklerle bugünlere taşınan yeni demokrasi mücadelesini daha da yükseltme kararlığıyla, etkinliği devrimci coşkumuzla selamlıyoruz.

Güney Kültür Merkezi;

Değerli arkadaşlar, Umudu Tohumca Büyütüyoruz Şöleni’ni devrimci duygularımızla selamlıyoruz. Kültür sanat alanında yeni bir dünya yaratma mücadelesinde sunacağı katkıdan ötürü Tohum Kültür Merkezine başarılar diliyoruz.

MLKP Dava Tutsakları

Bizler gazi ayaklanmalarından geliyoruz!,Bizler Sultanbeyli baskılarından, Ölüm oruçlarından geliyoruz…Bizler Marksist Leninist Komünist Parti dava tutsakları olarak;

Siz siper yoldaşlarımızın 40. Savaş yılını ve cezaevleri açlık grevi direnişlerini, olağanca devrimci duygularımızla selamlıyoruz.

Proleter Devrimci Duruş

…“Umudu Tohumca Büyütüyoruz” etkinliğinizi devrimci coşkumuzla ve inancımızla selamlarken, Deniz Gezmiş’lerin Mahir Çayan’ların, İbrahim Kaypakkaya’ların Osman’ların ve Fatih’lerin bizlere bıraktığı devrimci geleneği, daha da büyüteceğimizi, devrime sosyalizme taşıyacağımızı haykırıyoruz.

TKP/ML Dava Tutsakları

Merhaba  yoldaşlar;

Buradan hapishanelerdeki Tutsak Partizanlar olarak, gerçekleştirmekte olduğunuz “ Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şölenini büyük bir heyecanla selamlıyoruz.

Sizler proletaryanın kızıl bayrağı altında, Türk hakim sınıfları ve destekçileri ile birlikte Türk, Kürt uluslarının, diğer azınlık milliyet ve inançlardan emekçi halkımızın kurduğu güçlü kardeşlik bağlarını, kültür ve değerlerini yıkmakta olan emperyalistlere karşı mücadele ediyorsunuz.

Bu yüzden bizler Tutsak Partizanlar olarak “Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şiarı ile yürüttüğünüz çalışmayla böyle bir şölen gerçekleştirmiş olmanızdan sevinç duyuyor, cesaret alıyoruz.

Her alanda “Umudu Tohumca Büyütüyoruz” şöleni için seferber olmuş gönüllüler ordusunun çalışmaları olduğunu ziyaretçilerimizden duyuyor, basınımızdan öğreniyoruz bundan sevinç duyuyor, heyecan alıyoruz…

Dost kurumların gönderdiği mesajların yanı sıra ATİK ve tutsak YDG’lilerin de mesajı okudu.

Şölen Ferhat Tunç’un kitleyle birlikte seslendirdiği “Özgürlük mahkumları” isimli eserle, alanları ve sokakları binler, on binler olarak doldurma çağrısı ile sona erdi.

Kitle alandan alkışlarla ayrılırken “Önderimiz İbrahim İbrahim Kaypakkaya” sloganları haykırılıyordu.

 

Fotoğraflar İçin Resim Galerisine Bakınız

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=OFg64uw4lG0&feature=g-upl{/youtube}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu