Makaleler

Kriz Avrupa’yı Sarsıyor

“Yıkalım Bu Köhne Düzeni”

Güneşli bir günde burjuvaların toplanıp balonla geziye çıktığını farz edelim. Her biri çakır keyif. Ama hava bozdu, rüzgâr ters esmeye başladı. Savruluyor balon. Aksilik bu ya balonu uçuran ateş rüzgâr karşısında etkisiz. Balon, giderek hem kontrolden çıkıyor hem de irtifa kaybediyor. Böyle bir durumda balondan aşağı ilk neleri atar burjuvazi? Kum torbaları, ağırlık yapan eşyalar, belki kurtulur diye eline bir şemsiye verilerek yanındaki hizmetçi (ah ne vicdanlı!). Ta ki balonda en büyük burjuva kalana dek atmalar sürer gider.

AB emperyalizmi son yıllarda, balondaki çakır keyif burjuvaların bir süre sonra can çekişmesi gibi, can çekişiyor. Ekonomide ne durgunluk bitiyor ne de kriz. İstikrar sağlanamıyor. Tam “toparlandık” bir rüzgâr daha esiyor.

1961’den (AB’nin kuruluş tarihi) 2010’a 50 yıllık dönemde AB emperyalizmi gönenç dönemi yaşadı denebilir. Bu süre içinde dünya ekonomisinde krizler yaşansa da AB emperyalizmi bu krizlerden ya az etkilendi ya da çabuk toparlandı. Ama bu seferki borç ve banka krizi AB emperyalizmini gönenç döneminden alıp, bunalım dönemine soktu. Yaşanan kriz kapitalizmin genel krizidir. 2-3 yıldır atlatılamamasının da maddi temeli budur.

Burjuva ideologlar ve ekonomistleri yaşanan krizin daha uzun yıllar süreceğini belirtiyor. OECD, Kasım ayı ortalarında yayınladığı raporda krizin 50 yıl sürebileceğine, dolayısıyla kapitalistler açısından durumun ciddiyetine işaret ediyor. OECD, bu süre içinde dünya ekonomisinin % 3’lük büyüme oranında seyir edeceği gibi iyimser tahminde bulunuyor. Durgunluk sınırının % 2.5 büyüme olduğu düşünülünce, tahmindeki iyimserliğin balondaki burjuvalara “belki düşmezsiniz” gibi züğürt tesellisi olsa gerek!

AB ekonomisi yeniden durgunluk içinde. Büyük sermaye yeniden üretim için gerekli döngüyü sağlayamıyor. Üretim, artı değer, kâr ve yeniden üretim döngüsündeki tıkanmayı açamıyor. Çarklar kapitalistlerin istediği gibi dönmüyor. Avro Bölgesi sanayi üretimi ve büyüme hızı Eylül ayında, Ağustos ayına göre % 2.5 oranında geriledi. AB tekelleri gönenç dönemindeki gibi kâr edemiyor. 2012 yılının ilk yarısında AB tekellerinin toplam karı % 4.4 oranında düştü. İspanya’da 2011 yılında 5 bin 400 şirket iflas etti. Ekonomide büyüme rakamları da iç açıcı değil. 2012 yılı ikinci çeyrekte AB’de (27 ülke) ekonomi % 0.4 oranında küçüldü. Yunanistan % 6.2; Portekiz % 3.3; İspanya % 1 oranında küçüldü. AB’nin üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya ekonomisi % 2.5 oranında daraldı. Fransa % 3, İngiltere % 0.8 ve Almanya % 1 oranında ekonomik büyüme gerçekleşse de, durgunluk sınırının (% 2.5) altında kaldı. AB ekonomisi, yani kapitalist sistem yeni bir durgunluk içine girerek, toparlanamadan tökezledi.

Şimdi balondaki burjuvaları hatırlayalım. AB kapitalistleri de, tıpkı balondaki sınıfdaşları gibi, AB ekonomisini düzeltme adına, ağırlık olarak gördüğü sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve yardımlar gibi harcamalardan ciddi kesintiler yapıyor. İşten çıkarmalar artıyor. İsviçre’nin en büyük bankası UBS 10 bin kişiyi işten çıkaracak. Fabrika kapatmalar üretimi durdurmalar sürüyor. Kamyon ve otobüs devi Man 29 Ekim’de üretime 1 hafta ara verdi. Eylül ayı itibariyle AB’de toplam işsiz sayısı 26 milyona yaklaştı. İşsizlik oranı İspanya’da % 25’e, Yunanistan’da % 25.1’e çıktı. Almanya, İngiltere, İsveç, Hollanda, Danimarka ve Çek Cumhuriyeti 18 milyon yoksulun yararlandığı yardım programını bitirmek istiyor. İngiltere, 18 milyar sterlin kesintiye 2016-17 döneminde 10 milyar sterlin ek kesinti ekleyecek. Portekiz, fazla mesai ve işsizlik primlerini kesen, esnek çalışma ve işten çıkarmaları kolaylaştıran Yeni İş Yasası hazırlıyor. IMF ile birlikte AB emperyalizminin uyguladığı kemer sıkma politikaları, gemisini euro-krizkurtarma umudu kalmamış kaptan gibi, IMF yetkililerince, ekonomik durgunluğu gidermekten ziyade daha da tetiklediği açıklaması yapıldı. Bu, kriz başlangıcında Yunanistan’ı AB dışına çıkarılmasını tartışanların, sıranın (balondan atılma sırasının), kendilerine yaklaştığının ifadesidir. Yazık!!!

Avrupa ekonomisinde yaşanan durgunluk, doğrudan olmasa bile, ticaret hacminin önemli bir bölümünü AB ile yapan TC ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Ayrıca sanayi, girdi, aramalı, yatırım malı yönünde de dışa bağımlı olan TC ekonomisinde olumsuz etkileri artırıyor. AKP hükümeti şaşaalı 2023 hedefi açıklamış olsa da, görüntü Süpermen fotoğrafına sadece başını koyarak güçlü görünen cılız bir erkeğin trajikomik halidir.

AB ekonomisinin durgunluk dalgası TC ekonomisinde de benzer etki yarattı. Eylül ayındaki büyüme % 3 olsa da, 2011 sonu büyüme oranına göre (% 8.5) % 5.5 oranında bir düşüş gerçekleşti. Esas etkilenim üretim sektöründe yaşandı. Ağustos ayında sanayi üretimi, 2011 Ağustos ayına göre % 1.5 düştü. İhracata dönük otomotiv üretimi % 22, mobilya % 11, plastik-lastik üretimi de % 5 oranında geriledi.

Sürpriz! Balonda Türk sermayesi de varmış. Sınıfdaşlarını, tarihin çöplüğüne doğru giderken, yalnız bırakmak istememiş olsa gerek! Fakat TC ekonomisinin yarı-sömürge bir ekonomi olup, kırılgan yapısı nedenli o balondan ilk atılacaklar arasındadır. Zira Almanya daha şimdiden 50 yıllık olan ekonomi işbirliği sözleşmesine ve bu kapsamda yapılan yardımlarına son verdi. Üretim sektöründe çekler öden(e)miyor, kredi olanakları azalmış, iflas ve iflas erteleme sayısında artış var. En son, Türkiye’nin ilk yurtdışına açılan çocuk giyim şirketi Wenice Grup iflas ettiğini açıkladı. Grup’un piyasaya olan borcu 70 bin Euro civarında. Özel sektörün orta ve kısa vadeli borcu 162 milyar dolara çıkmış durumda. Kalkınma Bakanlığı verilerine göre 2012 Ocak-Eylül döneminde İŞKUR’a iş başvurusu yapanların sayısı, 2011’e göre % 57 artarak 1 milyon 640 bin kişiye yükseldi. Memurların % 7’si açlık sınırı altında, % 80’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ekonomideki bu kötü gidişata rağmen, kredi derecelendirme (daha doğrusu emperyalist sermayenin hangi ülkeden daha çok kâr edeceğini belirleyen) kuruluşu Fitch’in TC’nin kredi notunu yükseltmesi bayram sevinci yarattı. Balondaki emperyalist efendisinin, yere sert düşmesin diye, eline şemsiye vermesinin sevinci olsa gerek bu bayram sevinci TC ekonomisi kırılgan yapısıyla, AB’deki durgunluk dalgasından fazlasıyla etkilenmiş, ekonomik durgunluk sınırına yaklaşmıştır.

Kapitalist sistemin yaşadığı genel kriz atlatılamıyor. Krizin merkezi (AB emperyalizmi) çevre ülkeleri de olumsuz etkiliyor, krizi yaygınlaştırıyor. Ekonomik tedbirler, politik müdahaleler yeterli olmuyor. Kriz, işçilerin, köylülerin, yoksul emekçi halkın sırından, en az zararla atlatılmaya çalışılıyor. Dünya emekçi halkları daha fazla yoksullaşıyor, işsizlik giderek artıyor. Sömürü ve yaşam koşulları, kriz derinleştikçe ağırlaşıyor. Burjuvazinin değil halkın kemeri sıkıldıkça sıkılıyor. Balondan ilk önce dünya ezilen emekçi halkları atılıyor. Egemen sınıflar bu politikaya kurtarma paketi adını veriyor.

Tanrı, paşa, beş, ağa, sultan/Nasıl bizleri kurtarır/Bizleri kurtaracak olan/Kendi kollarımızdır.”

Kapitalist sömürüye karşı Enternasyonal Proletaryanın kurtuluş yolu budur. (Bir ÖG okuru)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu