Güncel

Direniş gerçeğin ta kendisidir!

Minbiç'in özgürleştirilmesinin altıncı yıldönümünde, işgal açıklamalarına paralel tehdit ve saldırılar sürüyor.

Belirli aralıklarla bölgeye yönelik tehdit açıklamalarının tekrarlandığı, Minbiç’te dahil olmak üzere tüm Kuzey Doğu Suriye topraklarına yönelik işgal ve yok etme planları, devrimi boğma çabaları, halkın güvenliğine dair saldırgan açıklamalarla ve kirli siyasi hesaplarla süreç devam ederken direniş gerçeğin ta kendisidir.

Arap, Türkmen ve Kürt halkının ağırlıklı olarak yaşadığı topraklarda bundan altı yıl önce başlatılan özgürleştirilme hamlesi halkın özgürlüğe olan özlemini ve bu tarihe tanıklık eden fotoğraf kareleri ile tüm gerçekliği ile hafızalarımızda durmaktadır. Yaşamlarını halkların özgürlüğüne armağan eden savaşçılara minnettarlıkla sarılan çocuklar, tutsaklık kıyafetleri kara çarşafları çıkarıp yakan görüntüler tüm gerçekliği ile hafızalarımızdayken bugünlerde yine o fotoğraf karelerindeki Minbiç toprakları ve halkı üzerine yeni bir işgal ve savaş planlarının arifesindeyiz.

Minbiçliler için savaş yine göç, yine bombardıman sesleri altında yaşamaya çalışmak demek, tıpkı Rojava toprakları gibi, tıpkı Zap, Metîna, Avaşîn gibi, tıpkı Türkiye Kürdistanı gibi.

Minbiç işgal hazırlıklarına yeni bir kılıf bulan işgalci zihniyet şimdi de Minbiç’te ağırlıklı olarak yaşayan Arap ve Türkmen halkının demografik yapısının değiştirilmeye çalışıldığı naraları atmaktadır.

Öyle ki açıklamalarında topraklarını koruyan Minbiçli Arap, Türkmen halkına ve savaşçılarına “YPG/PKK’li” terörist diyerek hedef göstermeye çalışarak savaşı, işgali meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Ancak halklar kendi beyanlarında, açıklamalarında bulunduğu gibi Rojava halklar bahçesidir ve halklar tüm işgal ve bitmeyen savaşa karşı burada kardeşçe yaşamaya çalışmaktadır.

Örneğin eskiden Aşur Hristiyan bir ailenin yaşadığı bir evde sonradan Arap Müslüman bir aile yaşar ve o evde asılı olan Hıristiyan motifi duvarda asılı kalmaya devam eder. Çünkü o çerçeveyi savaşta evini bırakıp gitmek zorunda kalmış belki de bir daha o eve dahi uğrayamayacak bir aile asmıştır. Aşur’un inancı kendisine, Arabın inancı kendisinedir.

Demografik yapıyı değiştirme halkları kaynaştırmak ya da suyu geçmek için kurulan köprü değildir, kültürel soykırım ya da başka bir deyişle etnosit’tir. Demografik yapıyı değiştiriyor, naraları atan zihniyet bunu en iyi kendinden bilir. İktidar olan kültürün değiştirilmek, yok edilmek istenilen kültüre karşı uyguladığı bu uygulama demografik yapıyı değiştirmek cümlesi kadar basit bir cümle değildir.

İttihat Terakki zihniyetinden BAAS zihniyetine kadar tarihte birçok kere karşımıza çıkmaktadır. Bu kimi zaman Arap kemeri kimi zaman Tutsi ve kimi zamanda Efrîn, Serê kani vb. olur.

İşgalci, soykırımcı zihniyetin halklar düşmanlığı bölücülük yaftası ile sadece Kürt halkı değil aynı zamanda Arap, Türkmen, Ermen, Süryan vb. birçok halka yönelik katliamlarının yazılı olduğu bir tarihtir. Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetim toprakları ya da Rojava işgal planları halklara düşmanlığın yanı sıra özgür bir yaşam kurma mücadelesine de tahammülsüzlüğünün bir göstergesi.

Neden Minbiç ya da neden Kobanê, Serê kani, Efrîn sorularını sormak ve bunlara cevap aramak aynı zamanda faşizmi, işgalciliği tahlil etmektir. Açıklamalarda işgal planlarında gördüğümüz, tekrar tekrar tanık olduğumuz faşizmi sadece Türk devleti ile masaya yatırmak tüm saldırı ve işgal planlarını açıklamaya elbette yeterli gelmemektedir. Bu “güç” kendini daha büyük ve kalıcı hesaplar yapan başka bir “güçten ya da güçlerden” besliyor.

Emperyalistler arası dengelerin hızlı değiştiği dönem dönem birbiri ile uzlaştığı süreçler ekseninde su götürmez bir gerçeklik bu toprakların tek ve gerçek dostu devrimciler ve bu toprakları savunan halklardır.

Belki yarın sabah Minbiç ya da Rojava’nın herhangi bir bölgesine ‘hareket’ haberleri ile güne başlayacağız. Bu topraklarda savaşın, işgalin kaçınılmaz olduğu gerçekliği tam karşımızda her an durmaktadır.

Yanında direnişinde durduğu gibi. İşte o zaman hep birlikte Gezi’den Rojava’ya, Şengal’den Metîna’ya, Türkiye ve Türkiye Kürdistanı sokaklarından Avrupa sokaklarına hepimiz Minbiçli olacağız. Minbiçli Arap ya da Türkmen olacağız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu