Makaleler

Devrimin Militanı Olmak

Eğer barış, eşitlik olmadan gerçek olmayacaksa, eğer barış, muzaffer zafer olmadan yaşanmayacaksa devrimin sahici militanı olunmadan da devrim asla gerçek olmaz. Bugün var olan ve yaşanan sorunların önemli bir yerinde sıkıntıların ağırlık merkezinde devrimin-özgürlüğün sahici militanı olabilmek geliyor.  Devrimin sahici militanı olmak demek sistemden tam kopma amacını ve bu uğurda mücadeleyi her şeyin önünde ve üstünde kabul edendir. Devrimci görevlerini en iyi şekilde tam yapabilendir. Arkasında masasında yarım kalmış, tamamlanmamış görev bırakmayan demektir. Geçtiği her mücadele alanında devrimci değerler, örgüt yaratabilendir. Silinmez izler bırakandır.

Hiçbir şey devrimin bedel isteyen riskli ve zorlu görevlerini yerine getirmenin önünde ve üstünde değildir. Hiç ama hiç bir şey devrimci savaşın görevlerini yerine getirmekten daha önemli ve değerli değildir. Eğer başka görevler ve öncelikler öne çıkıyorsa ve bunun gerekçeli teorisi yapılıyorsa orada devrimci olmayan bir durum var demektir. Orada proleter olmayan bir doku ve renk var demektir.

Sınıf düşmanlarıyla her alanda karşı karşıya gelinerek, çatışma riski göze alınarak bedel ödenmeye her an hazır olunarak, devrimci savaşın ve onun ertelenemez ötelenemez görevleri başarılır. Sınıf düşmanlarıyla daha az çatışmalı daha az riskli görev ve sorumluluklar öncelik oluyorsa ve bu sürekli hale getirilip egemen bir düşünce, örgütlenme ve çalışma çizgisi haline getiriliyorsa orada devrimci teoriyle devrimci pratik arasında kopukluk, amaçlar ve görevler arasında uzaklık var demektir. Oportünizm egemen çizgi durumunda demektir.

Proletarya partisi saflarında sınıf düşmanlarıyla çatışmalı ve daha az çatışmalı,  sistemden bütünlüklü ve tam kopuşla daha zayıf parçalı kopuş, görevlerini tam yapmaya çalışanla yapmayanlar arasında her dönem açık ve gizli, sert ve yumuşak bir mücadele var olmuştur. Mücadelenin keskin, açık, görünür ve yumuşak haliyle daha az keskin “kapalı” görünür hali her dönem yaşanmıştır. Ancak proletarya ve küçük burjuvazi arasında mücadele bir an bile olsun durmadan var olmaya yaşanmaya devam etmiştir.

Proletarya partisi saflarına katılan küçük burjuvazi ideolojik-politik-örgütsel-askeri –ahlaki boyutta devrimci temelde eğitilip dönüştürüldüğünde muazzam bir güce, tükenmez bir enerjiye, hedefe kilitlenmiş bir mermiye dönüşür. Aksi durumda ise devrimin-halkın-yoldaşların başına sorun haline gelir çözümü uzun zaman ve yoğun emek isteyen ciddi bir problem sarmalına dönüşür. Ve devrime ciddi zararlar vererek özgürlüğün yolunu uzatır.  

Proletarya saflarında küçük burjuvazinin sağlam kalıcı ve güvenilir dönüşümü sınıf düşmanlarıyla karşı karşıya gelinen açık çatışmalı alan ve görevler içerisinde gerçekleşir. İkinci bir durum ise proletaryanın devrim öğretisinin sürekli ve sistemli bir şekilde eğitim haline getirilmesidir. Sınıf ideolojisi-terbiye ve ahlakı nitelikli ve düzeyli bir eğitim içerisinde verildiğinde proleter dönüşüm gerçek haline gelir. İkisi bir birinden kopartılıp ayrıştırılamaz. Beraber iç içe, bütünlüklü ele alındığında devrimci dönüşüm gerçekleşir. Bazı dönemler devrimci savaş pratiği bazı dönemler devrimci eğitim pratikleri ön plana geçip öncelik haline gelebilir. İkisi de aynı oranda eşit temelde yürümeyebilir. Böyle bir yürüme gerçek olmaz. Ancak mutlak suretle birlikte ele alınıp yüründüğünde/yürütüldüğünde sonuç ve başarı elde edilir. Savaşırken de devrimci eğitimin vazgeçilmez temel dersi olan öğrenmek, devrimci eğitim pratiği yürütülürken de devrimci savaşın amacı ve pratiği temel görev haline getirilirse sonuç alınır ve başarı elde edilir. Savaşırken öğrenmek, öğrenirken savaşmak, öğrenirken öğretmek, öğretirken öğrenmek, eleştirirken özeleştiri vermeyi, özeleştiri verirken eleştirmeyi öğrenmek birlikte beraber ele alındığında devrimci dönüşüm kalıcı hale gelir.  

Unutmamak gerekir ki sınıfsal-içgüdüsel-alışkanlıkların gücüyle küçük burjuvazi her zaman kolayı, rahatı daha az riskli olanı kısa yoldan sonuca ve başarıya ulaşmayı tercih etmeye, seçmeye eğilimlidir. Bu gerçeklik onun üretimden kopuk dağınık düzensiz sistemsiz yaşamında, çalışma ve doğasında mevcuttur. Küçük burjuvazinin her zaman iki sandalye arasında sıkışıp oturma gerçekliğinin bilinciyle hareket edilmelidir.

Bugün de proletarya saflarında ki devrimcileşmeye kapalı ve uzak bir azınlık durumunda olan küçük burjuvalar sınıf düşmanlarıyla daha az çatışmalı daha az riskli görev ve alanları seçiyor.

Proleter devrimcilik teori / pratik, söylemle /eylem, amaçla/görevler arasında ki tutarlılık ve bütünlüktür. Küçük burjuva devrimciliği ise teori/pratik, söylemle /eylem arasında ki uçurumlara varan kopukluk, uzaklık ve tutarsızlıktır. Silahlı mücadeleden bahseder sınıf düşmanlarıyla en barışık yaşamı sürdürür. Gerilla alanından bahseder sınıf düşmanlarıyla en az çatışmalı en az riski en az bedel ödeyen yaşamı sürdürür. Sınıf savaşımından bahseder ancak en uzak alanda yaşamını sürdürmeye devam eder. “Hesap soracağız” sloganı atar. Düşmana bir taş bile atma cesaretini gösteremez.

Karşı devrimin ideolojik-politik saldırılarının boyutunu yarattığı dejenerasyon ve bozulmayı görmek anlamak kavramak için proleterleşmemekte akıl almaz direnç gösteren ayak direyen küçük burjuvaziye bakmak yeterlidir. Yalan ve manipülasyonda, abartı ve gerçekleri tahrif ve ters yüz etmede yaşanan sayısız örneklere bakıldığında görülecek ve anlaşılacaktır ki utanmaz, yüzsüz ve çirkinleşen bir küçük burjuva gerçekliği ile karşı karşıyayız.

  

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu