Gençlik

“ ‘Rantsal dönüşüm’e destek veren rektörümüz olmasın”

Aman ha üniversiteye geçince sağ sol olaylarına karışma.” Hepimiz illaki birilerinden duymuşuzdur bu sözü. Korkuyorlarmış “başımıza bir şey gelmesinden”.İşte ben de bu büyük tavsiyeleriyle başladım Yıldız Teknik Üniversitesi’ne.” Aman durun amca, hala ne sağı ne solu. O sonra, ilk bir üniversiteye girelim.” İyi bir üniversitede, iyi bir bölümde okumak istiyorsanız zorlu bir sınav süreci, uzun zamanlı bir stres sizi bekliyor. Zaten malumunuz, sınav sistemi. Ve artık biz öğrenciler de bu sınav sürecindeki tercihlerimizi puanımızın yettiği en iyi bölüm-en iyi üniversite değerlendirmesi ile yapıyoruz. Yani gideceğimiz okuldaki,   gideceğiniz şehirdeki halkın, öğrencilerin, öğretmenlerin durumunu, düşünemiyoruz bu dönemde. Her anlamda durum bu, maddi, politik…

Tabi başlayacağınız üniversiteyi önceden araştırırsınız. Bu bağlamda kendim üzerimden yola çıkayım. Gideceğim üniversitedeki politik durum benim için önemliydi. Ama tercih yapacağım sonuçta, hangisi daha önemli ki? Okulu seçtim. Yıldız teknik üniversitesinin politik durumunu okula gitmeden önce bilmiyordum, televizyonlarda duymuyordum sonuçta. Internette de 1-2 haber. Arkadaşlarımın dediği de “Ne sol baskın ne sağ. Cemaatçi çok var ama daha çok apolitikler var.” oluyordu.

Babamın “köye git de akrabalarınla tanış”  demesiyle tanıştım Yeni Demokrat Gençlik ile. Gezi Parkı olaylarının durulduğu zamanlarda, Temmuz sonlarına doğru gitmiştim köye. Olaylar Eylül’de tekrar canlanmak üzere durulmuştu ama bilgisayar başından kalkmayan o “apolitik gençliği uyandırmıştı. Köyde de yankısı vardı Gezi Parkı olaylarının. Tabi haberlerden öğrenildiği kadar. Köyde akşamları oturulunca Gezi Parkı sohbetleri geçiyordu.

Herkes kendi başından geçen olayları anlatıyor, büyüklerimiz eski tecrübelerini aktarıyordu. YDG ile tam olarak burada tanıştım diyebilirim. Akrabam olan iki YDG’li yoldaş anlattı bana YDG’yi. İdeolojileri nedir? Ne isterler? Her şeyi anlattılar. İstanbul’a dönünce de YDG ile daha fazla tanışmıştım. İlk önce Sarıgazi Munzur Kültür Derneği’nde “ücretsiz ders verilecektir” kampanyasıyla tanıştım YDG’li yoldaşlarla. Daha sonra toplantı ve stand çalışmaları. Yoldaşlarla tanıştıkça daha iyi anlıyordum YDG’yi.

Okul başladı, daha okula girmeden okulun kapısında okula gelen öğrencilere hediye olarak kuran veriliyordu. Şaşırmıştım ama söylenenleri düşününce pek şaşırmamam gerekiyordu. Okula içine girdim, gözüm sol grup arıyordu. Bulmuştum, okuldaki çoğu sol grup stantlarını açmıştı. “Her yer Taksim, her yer direniş” pankartlarını görünce mutlu olmuştum açıkçası. Sonuçta bilmediğiniz bir ortam, ne var kim bilir.  Günler sol örgütlerin çoğunlukta olduğu stantları görmekle geçti. YDG’nin YTÜ’de bir standı yoktu stantlar arasında. Tabi ki görmek güzel olurdu ama bu sene varsın olmasın diyelim.

Ve “YTÜ Forumu” pankartını görmüştüm sonunda. Pankartın orada duranlarla konuştum ve yıldız teknik’teki ilk forumun olacağını söylediler. Forum yapıldı, 200’e yakın kişinin katıldığı güzel bir forum olmuştu. O sırada alınan kararları, yapılacakları duyunca anladım ki aslında Yıldız Teknik Üniversite’si dışarıdan o “daha çok apolitiklerin bulunduğu üniversite” değilmiş. Forum kararıyla yapılacak aktivitelerin daha çok kişiye duyurulmasını da konuştuk forumda çünkü bu konuda yetersiz kalınıyorduk. Hepimizin ortak kanısıydı bu. Bu anlamda artık yaptığımız çalışmaları daha çok kişiye duyurmak amacıyla çalışmalarımız oluyor.

İstiyoruz ki üniversitelerimize, bilimsel eğitim aldığımız, düşünebildiğimiz üniversitelerimize polis girmesin. İstiyoruz ki “rantsal dönüşüme” destek veren rektörlüğümüz olmasın. İstiyoruz ki faşizmine son verilsin. Özgürce yaşamak istiyoruz; özgürce okumak, özgürce yazmak, özgürce izlemek, özgürce konuşmak, özgürce giyinmek, özgürlük istiyoruz.

 

Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bir YDG’li

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu