Manşet

“Örgütlü gücün dağıtılması, sınıfı yok etmekten geçer!”

İstanbul: 18 Ekim günü mecliste kabul edilen Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı işçi sınıfının önemli gündemlerinden birisi. Zira bu yasa, sendikal hareketlerin tasfiyesini ve sistem eksenli bir örgütlenme modeliyle yeniden işlev kazandırmayı hedefliyor. 350 bini aşkın işçinin TİS hakkının gasp edileceği yasa, aynı zamanda sınıfı örgütlemek için çaba harcayan, dinamik, sınıftan yana ve muhalif sendikaları ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Örgütsüzlüğü dayatan yeni sendika yasasını TÜMTİS Genel Sekreteri Gürsel Yılmaz ile konuştuk.

– Merhaba öncelikle yeni sendika yasasından kısaca bahsedebilir misiniz?

– Bu yasa 5 Ekim tarihli bir yasa değil sadece. 10 yıldır tartışılan ve bir şekilde hükümetin sendikalara hakim olmak istediği ve kendine göre dizayn etmek istediği bir yasa. Uzun süredir tartışılan Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu üzerinden bir yasa değişikliği ile işçi sınıfının örgütlü gücü dağıtılmak istenmektedir.

– Bu örgütlü güç nasıl dağıtılıyor?

– Bu güç, yasa kapsamında ifade edildiği gibi sendika barajının düşürülmesi ve toplu sözleşme çağrısı için gerekli olan % 50 artı bir gibi bir kolaylık içermiyor. Meselenin özü bu şekilde çarpıtılıyor. Esas mesele çıkarılan yasa ile muhalif, dinamik sendikaların tasfiyesi. % 10 olan baraj, Sigortalar Müdürlüğü’nün verilerine göre düzenleniyor ve bu da yeni sendikalar önünde barajın % 20’lere çıkması demek. Yani birçok sendika bu barajın altında kalacak. Bugün 28 olan işkolu 20’ye düşmüş durumda. Bunun da nedeni sendikaların örgütlü gücünün dağıtılmamaması için birleşme yoluna gitmelerinden kaynaklanıyor. Örneğin Türk-İş’e bağlı tekstil işkolu deri işkolu ile birleşiyor. Biz bu birleşmenin örgütlü gücü daha da büyüteceğine inanıyoruz.

– Bu süreç nasıl örgütlendi, kısaca anlatabilir misiniz?

– Yasanın her şeyden önce işçi sınıfının birliğini ve mücadelesini dağıtmak hedefli olduğunu söyleyelim. Zaten uzun süredir hükümetin gündeminde ve tartışılıyor. Esas amaç sendikal hareketin muhalif odaklı güçlerini tasfiye etmek. Kısacası hükümet kendi arka bahçesine sendika yetiştirmek istiyor. Şubat ayından bu yana TİS görüşmeleri iptal edildi. Ayrıca bir şey daha gördük ki; sigortalar kurumunda bizim örgütlü olan işçi arkadaşlarımızın sendikalı olarak kaydı dahi yok. Yani sendikaların üye sayısına dair bir net ve sağlıklı bir bilgi dahi yok. Bu sendikaların tasfiyesi için uzun süredir bir planlarının olduğunu gösteriyor.

– Yasa sizin de bağlı olduğunu Türk-İş’in oturumda bulunması ile imzalandı. Oturumda ayrıca Hak-İş de bulunuyor; bu konuda ne düşünüyorsunuz?

– Her şeyden önce belirtelim; bu yasanın altına imza atan herkes işçi sınıfına ihanet etmiştir. Bu anlamıyla bu yasa altına imza atan herkese karşı mücadelemizi yükselteceğiz. Bildiğiniz üzere biz Türk-İş içinde Türk-İş yönetimine karşı muhalif olan bir odakta, Sendikal Güç Birliği’nde yer alıyoruz ve bu anlamıyla Türk-İş Genel Merkezi’nin bu tutumunu teşhir etmeye çalışacağız. Ayrıca sendika yasasına karşı ilerleyen süreçlerde eylemler de düzenleyeceğiz.

– Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

– Geleceğimizin karartılmasına, işçi sınıfının haklarının gasp edilmesine karşı hep beraber, ortak mücadele hattını örmek gerekir. Ortak birleşik mücadeleyi örgütlersek, direnişleri kazanıma götürme olanaklarını sağlarsak kazanılmış hakları sadece korumuş olmaz, yeni kazanımlar elde etmiş oluruz. Yeni sendika yasasına karşı da daha fazla örgütlenmek ve mücadele etmek gerektiğini belirtmek istiyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu