Güncel

İSİG Meclisinin Göçmen raporu: 7 yılda en az 485 göçmen yaşamını yitirdi

İSİG Meclisi yoksulluk, güvencesizlik, sömürü, geleceksizlik, statüsüzlük, nefret söylemleri ve linç girişimleri kıskacında çalışan 49 göçmen işçinin 2019'da iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti.

İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, göçmen ve mülteci işçilerle ilgili hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı.

Savaş, çatışma, işkence, kötü muamele ve ekonomik koşullar nedeniyle ülkelerini terk ederek Türkiye’ye göç eden göçmen ve mültecilerin bir Dünya Mülteciler Günü’ne daha statüsüz ve gelecek belirsizliği ile girdiğini belirten İSİG Meclisi, göçmen ve mülteci işçilerin en ağır koşullarda, ölümle burun buruna kayıt dışı çalışmak zorunda bırakıldığına dikkat çekti.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 16 Mayıs 2019 tarihli verilerine göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli göçmen sayısının 3 milyon 606 bin 737 olduğunun, diğer Asya ve Afrika ülkelerinden gelen göçmenlerle bu rakam 4 milyonu aştığının belirtildiği raporda Türkiye’nin 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 1967 tarihli protokolüne koyduğu “coğrafi” sınırlamayla sadece Avrupa’dan gelenleri mülteci olarak kabul ettiği anımsatıldı. Göçmenler için uygulanan “geçici koruma statüsü”nün insanca bir yaşam kurmayı sağlayamadığına dikkat çekildi.

Rapora göre Ocak 2016’da çıkarılan “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik” ile göçmenlerin çalışma izinlerinin düzenlendiği ancak bu düzenlemenin hayata geçirilemediği belirtildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü’nün 2018 dahil rakamlarına göre çalışma izni verilen yabancı sayısının 100 bin civarında olduğu, ancak çalışma hayatına katılan göçmenlerin sayısının 1 milyonu geçtiği ifade edildi.

2019’da 49 göçmen iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi

İSİG Meclisi olarak elimizdeki bilgileri göre; 2013 yılında en az 22, 2014 yılında en az 53, 2015 yılında en az 67, 2016 yılında en az 96, 2017 yılında en az 88, 2018 yılında en az 110, 2019’un ilk 5 ayında ise 49 göçmen iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2013 yılında yüzde 2 olan göçmen işçi ölümü 2018 yılında yüzde 6’ya kadar yükseldi. Ölümlerin en çok yaşandığı iş koşulları ise inşaat, tarım, belediye ve tekstil. Yakın zamanda Ankara’da 5, Kocaeli’nde de 4 göçmen işçi çalıştıkları atölyelerde çıkan yangınlarda yaşamını yitirdi.

Rapora göre göçmenler, kent merkezinde patronlar, kırsalda ise dayıbaşları tarafından özellikle kayıt dışılığın yaygın olduğu sektörlerde çalıştırılıyor. Ucuz iş gücü olarak görülen göçmenler Türkiyeli işçilere göre daha uzun saatler ve daha düşük yevmiyelerde çalıştırılıyor. Patronlar karlarına kar katarken göçmen işçiler artan işsizliğin ve düşen yevmiyelerin sorumlusu olarak görülüyor.

İşçilerin ortak mücadelesi kazanım getiriyor

Raporda ayrıca göçmenlerin yoğun olarak çalıştığı Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’ndeki “Suriyelileri istemiyoruz” eylemlerinin bir süre sonra Türkiyeli ve Suriyeli ayakkabı işçilerinin ortak eylemlerine döndüğü ve kazanım getirdiği anımsatıldı. Yine Torbalı’da çalışan Türkiyeli ve Suriyeli tarım işçilerinin yevmiyelerin artırılması için kurdukları birlik ve iş bırakma eyleminin kısmi zam getirdiği belirtildi.

İzmir İSİG Meclisi, gerici ve ırkçı politikaların göçmenler üzerinden tırmandırılmaya çalışılmasına dikkat çekerek hazırladığı raporu şu şekilde sonlandırdı:

Dünya kapitalizmi halkları düşmanlaştırma ve savaş politikaları ile sadece insanları yerinden yurdun etmiyor. Ucuz işçi sömürüsüyle ekonomik krizlerin bedelini hem işçi sınıfına ezilen halklara ödetmekle kalmıyor, aynı zamanda kitleleri gerici, ırkçı politikalarla sürekli yedeklemenin aracı olarak kullanıyor.
Bu nedenle işçi sınıfının her milliyetten ortak mücadelesinin örülebilmesi bugün başta sendikalar olmak üzere tüm demokrasi güçlerinin ırkçılığa, gericiliğe karşı mültecilerin yanında olması gerekiyor. Elimizi bugün ülkemizde en zayıf halkaya uzatmalı, enternasyonalizmi geliştirmeliyiz.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu