GüncelManşet

dihaber, Gazete Şûjin, Rojeva Medya kapatıldı!

H. Merkezi: Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında gece yarısı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayımlandı.

 693 ve 694 sayılı KHK ile Rojeva Medya Gazetesi, Gazete Şûjin ve Diyarbakır-Dicle Medya Haber Ajansı da kapatılan kurumlar arasında. Resmi Gazete’de yayımlanan 693 sayılı KHK ile 922 kişi kamudaki görevinden ihraç edilirken, 57 kişi görevine iade edildi, 6 kurum ve dernek kapatıldı. Kapatılan kurumlar şunlar: Mavi Derneği, Kuran Sevenler Derneği, Antalya Çağlayan Lisesi Mezunları Derneği, Rojeva Medya Gazetesi, Gazete Şûjin ve Diyarbakır-Dicle Medya Haber Ajansı.

 

dihaber: “Gerçekler karanlıkta kalmayacak”

Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) karanlığına karşı 14 Kasım 2016 tarihinde “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” şiarıyla yayın hayatına başlayan dihaber, 25 Ağustos 2017 tarihli 693 sayılı KHK ile kapatıldı.

OHAL ve KHK rejimiyle varlığını sürdürmeye çalışan AKP iktidar, dihaber’in gerçekleri su yüzüne çıkarma çabasına ancak 9 buçuk ay dayanabildi. Bu süre boyunca da 15 kez internet sitesine yayın yasağı getirilen, çalışanları saldırıya uğrayan, gözaltına alınan ve tutuklanan dihaber, bütün KHK ve OHAL karanlığına karşı kararlı bir şekilde Özgür Basın geleneğini sürdürdü ve bundan taviz vermedi.

 “Sizin gerçekleri yazmanızdan, hakikat peşinden koşmanızdan, toplumun sesi olmanızdan rahatsızız, bunu istemiyoruz…” diyen dihaber  “… kurulduğu günden beri gündem yaratan, kimsenin yazmaya cesaret edemediği gerçekleri yazdı ve dünya kamuoyuna duyurdu.” dedi.  

 

dihaber şunları kaydetti:

“Kemal Kurkut’un çıplak bedeni”

 “21 Mart 2017 tarihinde yüzbinlerce insanın OHAL korkusunu yerle bir ederek Newroz alanlarına aktığı Diyarbakır’da “Canlı bomba” denilerek öldürülen 23 yaşındaki Kemal Kurkut’un çıplak bedenini ve “İnfaz edildim” diyen gözlerini dihaber’in objektifi dünyaya duyurdu.

Emniyet ve Valiliğin “Dur ihtarına uymadığı, sırtındaki çantada bomba olduğunu söyleyerek polisten kaçtığı” gerekçesiyle öldürüldüğünü ve “bıçak çektiği” yönündeki haberler dihaber’in çektiği ve yayınladığı 8 kare fotoğrafla çürütüldü. Çekilen fotoğraflarda, Kemal Kurkut’un çantasız, yarı çıplak bir şekilde polis tarafından hedef gözetilerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Ayrıca fotoğrafları çeken muhabirimizin evi basıldı.

Yine dihaber bu dönem boyunca, sınır hattında Suriye’deki silahlı grupların rahat hareketliliğini, bölgedeki askeri gruplarla ortaklaşmasını, AFAD’daki fuhuş gerçeğini yaptığı haberlerle bir bir ortaya koydu. Bunun üzerine haberi yapan dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat hedef haline getirildi ve sonunda “devletin gizli bilgilerini ifşa ettiği” gerekçesiyle tutuklandı.

Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava ve Talatê köylerinde günlerce süren sokağa çıkma yasağı sırasında evlerine hapsedilen köylülerin gördüğü işkenceyi an an dünyaya duyan da dihaber oldu.

 

“Şapatan’da köylülere işkence gerçeği”

100’ü aşkın köylünün köy meydanında işkenceye uğradığı Şapatan’daki olayla Gevaş’ta “Emniyet müdürlüğüne saldırı hazırlığındaki teröristler yakalandı” denilerek gözaltına alınıp ağır işkencelere maruz bırakılan yurttaşların da aslında çobanlık yapan, mantar toplayan köylüler olduğunu yine ilk kez dihaber kamuoyuna duyurdu…

Yine 4 Mayıs tarihinde Şırnak’ın Silopi ilçesinde panzerin bir eve girerek iki çocuğu katletmesi olayını da ilk dihaber yayınladı.

Yüzde 90 oy oranlarıyla seçilen belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine atanan kayyumların Kürtçeye ve Kürt değerlerine yönelik saldırılarını da dihaber bir bir ifşa etti. Ehmedê Xanî’nin heykeli, Roboskî anıtı, Orhan Doğan’ın heykelinin kaldırılması, Tahir Elçi’nin isminin sökülmesi, Kürtçe tabelaların değiştirilmesi, Ermeni mezarlığının üzerine tuvalet yapılması, sarı kırmızı yeşil lalelerin sökülmesi gibi birçok uygulamayı yine dihaber servis etti.

 

“Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in sesi”

dihaber, kurulduğu ilk günden beri Nuriye Gülmen’in başlattığı ve ardından büyüyerek devam eden “İşimi geri istiyorum” eylemleriyle açlık grevlerini de kesintisiz bir şekilde takip eden bir kaç basın kurumundan biri oldu. dihaber, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in sesi oldu.

Dünyanın en uzun sokağa çıkma yasağının sürdüğü Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde polis ablukası ve baskısı altında evleri yıkılan yurttaşların sesine ilk ulaşan da dihaber oldu ve her anını kamuoyuyla paylaştı.

…Suriye iç savaşına ve mülteci sorununa dikkat çeken, dünyanın yakından izlediği DAİŞ’in başkentti Rakka’ya yönelik operasyonu an an takip eden sayılı basın yayın kuruluşlarından biri olan dihaber, savaşı tüm çıplak gerçekliğiyle yazdı, fotoğrafladı, görüntüledi.

dihaber en son Manisa’da ev baskınında hırsızlık yapan polislerin kameraya yansıyan hırsızlık olayını kamuoyuna duyurdu…

Tarihi Hasankeyf kentinin dinamitlenmesini, Kürt kentlerinde askeri operasyonlar sonucu çıkan orman yangınlarını, iş cinayetlerini, çocuklara yönelik cinsel istismarı, kadına yönelik şiddeti ve kültürel soykırımı gündeminden hiç düşürmedi.

Yayına başladığı ilk günden itibaren “gerçekleri açığa çıkarmak” için OHAL kuralları yerine, “gazeteciliğin evrensel ilkelerini” esas alan dihaber kapatıldı. Ancak gazetecilik ilkelerini kendi özgür basın deneyimleriyle buluşturan ve gazetecilik ilkelerine bağlı gazetecilerin “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” ısrarı daha büyük bir kararlılıkla sürecek.”

 

Gazete Şûjin: Kadın haberciliği susmayacak!

Aralık 2016 tarihinde “Medyanın diline, çuvaldız niyetine” şiarıyla yayın hayatına başlayan Gazete Şûjin, sabah karşı yayımlanan 25 Ağustos 2017 tarihli 693 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı.

“Bir kadın olarak susun” diyenlerin dünyasında, çuvaldız haberciliğimizle kurulduğumuz günden itibaren medyada kadının sözünü ve sesini büyüttük.” diyen Gazete Şûjin,  kadınlara çizilen ‘makbul kadınlık’ sınırlarını tanımadıklarını, kadın odaklı haberciliğinde “özel olan politiktir” şiarıyla öz savunmaya geçerek, kadın bedenine ve yaşamına saldıran ataerkiyi ve erkek basını ifşa ettiğini dile getirdi:

“Bu sebeple doğrudan gazetemize ve arkadaşlarımıza yönelik birçok tehdit aldık. Yayın alanlarımızdan biri olan web sitemize çok kez siber saldırı gerçekleşti. Özellikle kamuoyu oluşturulmasına engel olunan ve halkın haber alma hakkının kısıtlandığı olaylarda ilk ve güvenilir haberleri veren gazetemiz, çuvaldızı batırdığı egemenler tarafından bugün susturulmak istendi.”

 

Şûjin her yerdeydi

“Şûjin Batman’da, Çınar’da, Ensar’da, okullarda, evde, sokakta, metroda, özel ve kamusal her alanda cinsel istismara ve saldırıya maruz bırakılan çocuklar ile kadınların sesi oldu.

Çoğu en yakınındaki erkekler tarafından olmak üzere her gün katledilen kadınların; ‘dört duvar arasına’ sıkıştırılacağı düşünülen kadın iradesinin ve kadın temsiliyetinin sesi oldu.” Denlen açıklamada şu sözlere yer verildi:

“Şûjin Sur’da, Cizre’de, Hasankeyf’te ve Nusaybin’de evleri, yaşam alanları yıkılan yurttaşların ve toplumsal belleğin; Dersim’de, Lice’de ve Mardin’de yakılan ormanların ve yok edilmek istenen canlı yaşamının sesi oldu.

Şûjin Şapatan’da ve Xerabê Bava’da işkenceden geçirilen yurttaşların; panzerlerle ezilen ve kurşunlarla katledilen Muhammet, Furkan, Pakize Hazar ve Kemal Kurkut ile onlarca yurttaşın sesi oldu.

Şûjin Nuriye Gülmen’in 290 gün önce “İşimi geri istiyorum” diyerek Yüksel Caddesi’ne çıktığı ilk andan bugüne Yüksel’de, Kalkedon’da ve onlarca yerde direnen ve açlık grevine giren ihraç edilen emekçilerin sesi oldu.

Şûjin Sincan’da, Şakran’da, Van’da, Tarsus’ta ve onca cezaevinde işkenceden geçirilen ve bedenini açlığa yatıran tutsakların; emeği sömürülen ve görünmez kılınan işçilerin; yaşam alanlarına saldırılan, katledilen ve sömürülen hayvanlar ile doğanın sesi oldu.”

 

Şûjin susmayacak!

“Kadın yazınını, kadın sözünü ve gazeteciliğini kalıcı kılmak isteyen Rosa Lüksemburg, Gurbetelli Ersöz, Emma Goldman, Virginia Woolf, Ayfer Serçe, Ulrike Meinhof ve Deniz Fırat gibi kadınlardan devraldığımız birikim, inanç ve inatla, bizden önceki kadınların “Erkekler ne hüküm verir demeden yazmaya devam edeceğiz” sözünü yineliyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu