GüncelManşet

YDG: Poloris Hrant enk, poloris Hay enk!

H. Merkezi: Hrant dink’in katledilişinin 8. Yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yayınlayan Yeni Demokrat Gençlik, “Katillere, faşist devlete inat her 19 Ocak’ta bir kez daha haykırıyoruz; Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” diyerek bir açıklama yaptı.

Açıklamanın www.yenidemokratgenclik.net sitesinde yayınlanan tam metni şöyle:

 

Poloris Hrant enk, poloris Hay enk!

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Hrant’ın Agos gazetesinin önünde, delik ayakkabılarıyla, yüzüstü yerde yattığı ve kanının bu kadim topraklarla buluştuğu görüntü  hala belleklerimizde. Onurlu bir aydının, tutarlı bir ilerici, demokrat yazarın nasıl büyüdüğünü dün gibi hatırlıyoruz. İstanbul’da bir insan seliyle, bağrında sakladığı hakikatler gün yüzüne çıksın diye can verdiği bu topraklarda, coğrafyamızda, milyonlar tarafından sahiplenilen, baş tacı edilerek sonsuzluğa uğurlanışının anıları hala taptaze.

Hrant, saklanmak, hafızalardan silinmek, yok edilmek istenen, inkarla geçmişte bırakılabileceği düşülen soykırım gerçeğine tutmuştu aydınlık fenerini. Bu topraklardan dünyanın dört bir yanına dağılan Ermeni halkının trajedisine kulak verdi Hrant. Bu topraklardan kopmayan, geçmişini arayan insanlar için umuttan bir köprü olmuştu aslında. Hrant, Ermeni halkının yaşadığı vahşete üzüldüğü kadar Kürt halkının, Rumların, Süryani ve Keldanilerin; inancı, dili, kimliği ve cinsel yönelim veya kimliği yok sayılan, baskı ve zulüm altında kalan herkese elini uzattığı, nefret söylemine asla prim vermediği için bu kadar çok sevildi.

Hrant tamda bu yüzden, tarihsel gerçekleri açığa çıkarmak için durup usanmayan ilerici karakterinden, duruşundan, Türk devletinin kuruluşundan bugüne temel kırmızı çizgilerinden biri olagelen başlıca konulardan birine cesaretle gitme cüreti gösterdiği için evet tamda bu yüzden hedef haline geldi.

Artık herkesin bildiği gibi Hrant, Ogün Samast ya da ona yardım eden birkaç gerici, faşist tarafından değil tepeden tırnağa devletin sistematik bir organizasyonuyla bizzat devlet tarafından katledilmiştir.

Hrant, faşist devletin üzerinde yükseldiği temel kolonlara, buna bağlı olarak inşa ettiği başlıca paradigmaya saldırdığı, onu sarstığı için bu nefretin hedefi oldu.

Hrant, çeştli milliyet ve inançlardan, emekçilerin birliğini ve mücadelesini savunduğu için kurşunların hedefi oldu.

Hrant, devrimci geçmişini ve duruşunu asla inkar etmediği ve sonuna kadar savunduğu için bu kadar büyük bir tehlikeydi. Hrant, sadece AKP’ye, CHP’ye ya da MHP’ye değil tüm bunları içine alan büyük toplama yani devlete yöneldiği, onun sinir uçlarına dokunduğu için “yok edildi.”

Aradan sekiz yıl geçti. Geçen süre içinde tüm demokrat ve özgürlükçü iddialarına karşın AKP hükümeti cinayetin aydınlatılması için kılını bile kıpırdatmadı. Açılan soruşturma, Osmanlıdan devralınan devlet geleneğinin öğrettiği gibi devlet-i Ali’nin karanlık koridorlarına havale edildi. Davanın hukuki süreci her gün biraz daha karmaşık hale getirildi, büyük bir bilgi kirliliği yaratıldı. Her şeye rağmen, Hrant’ın katilleri hesap verinceye kadar davanın takipçisi olmak boynumuzun borcudur. Buna karşın devlet elbette kendini yargılayamazdı. Yapılan kimi tutuklama, gözaltı ya da açılan soruşturmalar devleti kurtarmak adına, küçük bir parçanın feda edilmesiydi. Aslolan devletin bekasının korunmasıdır.

 

Soykırımın 100. Yılında Hrant’ı Unutmayacağız!

Hrant, savunduğu düşünceleri kitlelere ulaştırmak adına hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak bize onurlu bir miras devretmiştir. Gerçekleri savunmaktan çekinmemek, bunu faşist devletin suratına haykırmak, geri adım atmamak, tarihin hep haklı yerinde olmak ondan öğrendiklerimizdendir.

Hrant, özellikle Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğunu söylediğinde ve bunu ispatladığında, duvardan ne kadar büyük bir tuğla çektiğini, bunun ne anlama geldiğini, tehlikelerini çok iyi biliyordu.  Buna rağmen tarihin gerçeklerine sırtını dönmedi. Sonunda ölüm bile olsa.

Onun bu duruşunu elbette karşılıksız kalmadı. Adeta bir sel gibi dünyanı dört bir yanında sokağa çıkan yığınlar, bunun en açık ispatı olmuştur.

Biz Yeni Demokrat Gençlik olarak Ermeni soykırımın 100. yıldönümünde, Hrant’ın bu duruşunu, gerçekleri savunmaktan çekinmeyen cesaretini ve faşist devletin tüm ipliğini pazara çıkaran mücadelesini sürdüreceğiz. Katillere, faşist devlete inat her 19 Ocak’ta bir kez daha haykırıyoruz; “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz!”

 

Yeni Demokrat Gençlik

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu