Güncel

Kitlelerin dinamosu Gençlik

Dünya sizindir. Siz gençler dinamiksiniz, tam gelişme dönemindesiniz, sabahın saat sekiz-dokuzundaki güneş gibisiniz, ümit sizdedir. Dünya sizindir.” diyor Çin Kültür Devriminin mimarisi Mao ZEDUNG.

Evet, dünya ve gelecek her zaman gençliğin ellerinde gelişmiş değişmiştir. Bu nedenle gençliği kazanan geleceği ve değişimi kazanır. Halkın dinamosu, toplumun en kuvvetli en canlı en hareketli kısmıdır. Ve bu nedenle gençlik geleceği yaratan/yaratacak olandır.

Fakat günümüzde bulunduğumuz faşist düzenin sözcüleri tarafından halkın bu dinamizmini bir gün kendi karşılarında baş kaldırmış şekilde görmek istemedikleri, Gezi Ayaklanmasıyla kuşkusuz gördükleri kâbuslarlasın gerçeğe dönüşmesini kaldırabilmiş değillerdir. Gençlerimizi tek tek katletmeye devam etmektedirler. Patron -Ağa devleti, onları karşılarına dikilmiş görmek istemiyor. Halka ve gençliğe ne derse itaat edecek, yani kör kütük misali bir gençlik yaratmak istiyor. Hayattan umudu kesmiş, geleceği olmayan, okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, düşünmeyen ve üretmeyen bir geçlik yaratmak çabasındadırlar.

Yoksulluğun diz boyu olduğu, gençlik arasında geleceksizliğin kol gezdiği her olumsuzluğun “kader” olduğu emekçi semtlerin geldiği bu boyutun elbette bir sebebi var.

 

Gençler, rantsal paylaşıma kurban edilmek isteniyor

Kolay para kazanma hırsıyla gençlerimiz, devletin taktik ve politikalarıyla kötü oyununa alet edilmeye çalışılıyor. Gençler, Kentsel Dönüşüm adı altında “rantsal paylaşım”a kurban edilmek isteniyor. Son on yıldır kentsel dönüşüm saldırılarının odağında olan yoksul emekçi semtlerde devletin kültürel yıkım saldırıları ortaya çıkmıştır. Bu yıkım saldırılarına dayalı olarak ilk hedef gençlik olmuş ve gençliğin çok çabuk yozlaşması ve kontrol altına alınması emri verilmiştir. Uyuşturucu yaygınlaştırılarak gençlik teslim alınmaya çalışılmaktadır. Çeteleşme, hırsızlık, tetikçilik, “büyük adam” olma hayalleri ile donatılmış, vatanseverler ve kendilerine itaat eden halk gençliği yaratılmak isteniyor.

Gençliğin yoksul emekçi semtlerde çeteleşmesi önemle üzerinde durulması gereken bir meseledir. Ne oldu da emekçi halkın gençleri uyuşturucuya bulaşarak, çeteleşmeye başladı? Gülsuyu, Gazi ve 1 Mayıs vb. mahalleler önümüzdeki örneklerdir. Devletin bu gibi mahallelerde Kentsel dönüşüm saldırılarının altında, 2023 yılında İstanbul’u dünyanın sayılı alış veriş merkezi (AVM) kentlerinden biri haline getirmek, tüketici toplum inşasının devamında zenginlere yatak açmak istiyor

Devrimci örgütlerin halk ile bütünleşerek alın teriyle, emekle yarattığı bu mahallelere çamur atıp iz bırakma anlayışıyla psikolojik saldırılar düzenleyerek mahallelerin adını kötü anılacak şekilde karalamalar yapılıyor. Gecekondu mahallelerinin birer “terörist yuvası” olduğu yıkılması gerektiği her seferinde vurgulandı. Emekçi semtlerde yaşayan halk gençleri bu sebeplerle mahalle sınırları dışında kendilerine kapı açacak hiçbir işyerinin olmamasından işsiz bırakıldılar. Kahvehane köşelerini kendilerine kader ve mesken eyleyen gençlik, uzun yıllar boyunca yalnızlaşarak, hayatlarını farklı karamsarlıklarla dolu umutsuzluk içerisine girmesi sağlanmaya çalışıldı. İşsizlik ile birlikte onun getirdiği geleceksizlik gün yüzüne çıkmış, içine girdiği bunalımdan bir türlü kurtulamayan gençlik uyuşturucu kullanımını kendine bir çıkış yolu olarak görmesi sağlanmıştı. Uyuşturucu kullanımı artık yozlaşmış gençler arasında uyuşturucu satıp kendi gençlerini zehirleyerek kolay para kazanmayı birer meslek haline getirmiştir. Kolay para kazanmanın getirdiği diğer bir çıkış yolunda ise zincirleme fuhuş, hırsızlık, tetikçilik ve son aşama olarak çeteleşme olmuştur. İşte devletin istediği gençlik stili burada ayaklarının üstüne doğrulmuştur.

Devrimci ve örgütlü mahallelerin örgütlülüğünü parçalayıp yöneterek, bu mahallelerde kendi karşılarına başları dik, herşeyden hesap soran bir gençliğin çıkmasını istemiyorlar. Tamda bu doğrultularda devletin kentsel dönüşümüne karşı direnen/direnecek mahallelerde çetelere “iş başı” startı verilerek halkı silahlı saldırılarla baskı altına alıp korkutarak, dişini tırnağına takarak oluşturduğu mahallelerini çete eliyle terk etmeleri, şehrin dışına sürülmelerini sağlamaya çalışılmakta. Gençlik dinamosunu kolay para kazanma hırsıyla kendi tekeline hapsetmek isteyen Patron-Ağa devleti, kendi pis işlerine de yozlaştırdığı emekçi halkın gençliğin maşa olarak kullanıp işini bittikten sonra çöpe atacağını devletin kanlı tarihlerinden biliyoruz. Devletin halkımız ve gençlik üzerindeki esas politikası da budur.

 

Yozlaşmanın içinde hayatı yeniden yaratmak

Geleceğin yalnızca kendi ellerinde var olacağını, bu kirli ve yozlaşmış düzenin içinde hayatı bir tohumdan tekrar yeniden yaratmanın emekçi halk gençlerinin elinde olduğu her kez tarafından bilinmelidir. Patron-Ağa düzeninin gençlik üzerindeki büyük oyununu yine gençlik bozacaktır. Şimdi hayat bizden daha fazla üretim, pratik çözümler bulan süreci örgütleyen ve önderlik eden, daha fazla mücadeleci gençlik bekliyor. Emeğiyle kazanıp, onuruyla yaşayarak, okuyup, araştırıp, sorgulayarak özgür geleceği kuracak. Gençlik, örgütlü mücadelesi ile halkın dinamik gücünü her seferinde yeniden ve yeniden hayata geçirecektir.

 

(Gülsuyu’ndan bir ÖG okuru)


Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu