Manşet

Komsomol’dan 6 Kasım’a çağrı

H. Merkezi: 6 Kasım yaklaşırken bir açıklama yayınlayan Türkiye Marksist-Leninist Gençlik Birliği/Merkez Komitesi (TMLGB-MK) Ali İsmail’in ve tüm direniş şehitlerinin hesabını sormak için 6 Kasım’da sokakta olacağız. Eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için meydanları zapt edeceğiz. Demokratik halk üniversiteleri mücadelemizi büyüteceğiz! Korku duvarlarını yıkanlar, iktidarınızı da yerle bir edecektir! Komsomolumuz, tüm halk gençliğini direnişi büyütmeye, faşist diktatörlükten hesap sormak için isyanı kuşanmaya çağırmaktadır” dedi.

Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamaya göre; Komsomol süreci şu şekilde yorumluyor:

Sınıf mücadelesinin, direniş ve çatışma; hesaplaşma ve kopuş yörüngesini takip ettiği tarihi günlerden geçiyoruz. Ezenle-ezilen arasındaki mücadelenin bugün daha şiddetli bir biçimde ve geniş yığınları parantezine alarak, gelişerek, etkisini, şiddetini ve çapını artırarak yol aldığı bir sürecin içindeyiz. Yığınların, sömürü ve zorbalığa karşı sergilediği şanlı direniş, büyük çatışmaları doğurmakta, bu durum kitlelerin düzenle daha kapsamlı bir hesaplaşma içine girmesine neden olmakta, kopuş, bu sürecin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Sözünü ettiğimiz bu güzergâhta, kısa süre içinde milyonlarca işçi ve emekçinin, özgürlük ve geleceği uğruna çarpışarak seyahat ettiği gerçeği, sınıf mücadelesinin gelişim düzeyinin bir aynasıdır.

Evet yığınlar; sokaklarda faşist diktatörlüğün tepeden tırnağa silahlanmış, gözünü kan bürümüş temsilcileriyle, kıran kırana çarpışarak, başkaldırdı/başkaldırıyor! Bu kavga; aydınlık ile karanlığın, ileri ile gerinin,  biz ile benin, elbette umutla umutsuzluğun arasındaki tarihsel savaşımın bugünkü izdüşümüdür. Tüm baskı, şiddet, katliam ve vahşete karşın yığınlar, özgürlük, demokrasi ve daha iyi bir yaşam için yeri göğü inletti/inletiyor. İçinden geçtiğimiz tarihsel günler, Başkan Mao’nun tarihi yapanın kitleler olduğuna dair tespitinin doğruluğunu,  sınıf mücadelesinin ateşinde ispatlamakta ve yığınların gücüne dair inancımızı katlamaktadır.

 

“Bu Daha Başlangıç!”

Gezi İsyanı, orta ve küçük burjuvazinin, işçi sınıfı ve geniş emekçi yığınların sömürü ve zulme, hak gasplarına, özgürlüklerinin kısıtlanmasına yönelik öfkesinin bir sonucu ortaya çıktı.

İşçiler, emeğinin çalınmasına; kadınlar, erkek egemen zihniyetin kadın bedenine yönelik saldırılarına; halk gençliği, geleceğinin gasp edilmesine karşı alanları zapt etti. Bugün yeni biçimler alarak yoluna devam eden bu isyan, kitlelerin faşist diktatörlüğe karşı biriktirdiği öfkenin boyutunu da gözler önüne sermektedir. 27 Mayıs’ta başlayan ve adeta bir çığ gibi büyüyerek ülkenin dört bir yanını kuşatan direnişin, komprador burjuvazi ve toprak ağalarının sözcüsü AKP hükümetini köşeye sıkıştırdığı, karizmasını çizdiği ve çaresiz bıraktığı bir gerçektir. Aradan 4 ayı aşkın bir süre geçmesine karşın Erdoğan ve şürekâsının Gezi’yi dilinden düşürmemesinin başlıca nedeni de budur” diyen Komsomol, “Gezi İsyanı’nın kitlelerin faşist diktatörlüğe karşı yürüttüğü özgürlük ve gelecek; insanca bir yaşam mücadelesinde çıkış noktası olduğunu ve referans olmayı uzunca bir süre devam ettireceğini” vurguladı.

“Bedeller ödenerek yaratılan bu şanlı direniş yığınların bilincinde, geleceği kucaklayan derin izler bırakmıştır” denilen açıklamada Gezi şehitleri de unutulmadı:

Ethem’i, Mehmet’i, Abdullah’ı Medeni’yi, Ali İsmail’i, Ahmet’i ve diğer direniş şehitlerini bağrına basan yığınlar, faşist diktatörlüğe karşı öfkesini katlamıştır. Direniş şehitleri, mücadelemizin birer kızıl yıldızı olarak bize yol gösterecek, her daim yanı başımızda olacaktır.

 

“İsyan, Direniş, Serhildan”

Açıklamada halk gençliğinin Gezi İsyanı’nın en dinamik, hareketli ve öfkeli kesimi olduğuna dikkat çeken ve üniversite ile liselerin açıldığı Eylül ayının devlet açısından sendroma dönüşmesinin bunu bir kanıtı olduğu belirten Komsomol; “Rektör-polis işbirliğiyle, okullara çevik kuvvet polislerinin sokulmasıyla, kampüslerimizde sivil polislerin cirit atmasıyla yetinmeyen egemenler, gelişen direnişi bastırmak adına yeni yollara başvurmak zorunda kalmıştır. Üniversitelere polisin kalıcı olarak yerleştirilmesi, sokulması bu korkunun bir tezahürüdür. ODTÜ’den geçecek ve geniş bir orman katliamına neden olacak yol çalışmasına karşı direniş ateşinin fitilini ateşleyen ODTÜ gençliğinin duruşu bu korkuların haksız olmadığını ortaya koymuştur” dedi.

ODTÜ gençliğinin, yeniden ateşe verdiği isyan kıvılcımı, kısa sürede ülkenin dört bir yanını sarmıştır. AKP hükümetinin, kendi hukukunu ayaklar altına alarak yürüttüğü çalışmanın, Gezi direnişine meydan okumaktan ve onu bastırmaktan öte bir anlam taşımadığı açıktır” diyen GB, “Ancak ok yaydan bir kere çıkmıştır ve direniş tüm engellere karşın yeni biçimler alarak yoluna devam edecektir. Zira, gelecek umudu her gün biraz daha azalan, diplomalı işsizler ordusunun birer neferi haline gelen gençlik büyük bir öfkeyi biriktirmektedir” uyarısında bulundu.

AKP hükümetinin sömürü politikalarıyla geniş yığınları işsizler ordusuna eklediğine dikkat çeken Komsomol, “Rakamlar sorunun ağırlığını göstermektedir. ‘Tencere tava çalan gençlik değil dindar bir gençlik istiyoruz’ diyerek gençliğe bakış açısını yansıtan Erdoğan/AKP’nin, Taksim Gezi direnişi boyunca hedefinde sürekli olarak gençlik olmuştur. Erdoğan, gençliği ağzından hiç düşürmemektedir.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Hane halkı İşgücü İstatistikleri, ‘2013 Nisan Dönemi Sonuçları’na göre, Türkiye’de işsizlik oranı, Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre 0,3 puan artarak yüzde 9,3 olmuştur. Geçen yıl Nisan’da 2 milyon 425 bin olan işsiz sayısı, bu yılın aynı ayında 2 milyon 641 bine çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 34 ülkede, 11 ve 15 yaş arasındaki gençler arasında yaptığı araştırmada Türkiye, öfkede birinci, mutluluk sıralamasında da sonuncu olmuştur. İlköğretim ve ortaöğretimi sınav maratonu haline getiren AKP hükümeti, bu karmaşayı 4+4+4 ile daha da büyütmüştür” dedi.

Yap-boz tahtasına dönen, her bakanla birlikte yeniden değişen sınav sistemi, değil öğrenciler, öğretmenler tarafından bile anlaşılamamakta, durum içinde çıkılmaz bir hale bürünmektedir. Lise öğrencileri İmam Hatip Liseleri ile Meslek Liseleri arasında sıkışıp kalmıştır. AKP hükümetinin eğitimde 4+4+4 düzenlemesi, imam hatip ortaokulları ve imam hatip liselerinin sayısında yaşanan belirgin artış, toplumun muhafazakârlaştırılması politikasının işlediğini göstermektedir” diyen Komsomol, Eğitim-Sen’in araştırmalarına göre 2011-2012 eğitim öğretim yılında 537 olan İmam Hatip Lisesi sayısı, AKP hükümetinin bilinçli politikalarıyla bir yıl gibi kısa bir sürede 708’e çıktığını söyledi.

4+4+4 sonrasında Türkiye’de 730 bağımsız imam hatip ortaokulu bulunuyorken, 369 imam hatip ortaokulu İmam hatip liseleri bünyesinde açılmıştır” diyen Gençlik Birliği, “AKP hükümetinin mesleki eğitimi özelleştirmek için başlattığı özel meslek lisesi açanlara öğrenci başına 5 bin TL teşvik uygulaması ile birlikte, mesleki eğitimdeki okullaşma oranlarının kademeli olarak arttırılması ve mesleki eğitimin tamamen piyasa koşullarında verilmesi yönünde hazırlıklar yapıldığı açıktır. 2012-2013 eğitim öğretim yılında açık öğretim lisesinde kayıt yaptıran kız öğrencilerin sayısı bir önceki yıla göre 28 bin 790 artmıştır. Bu durum AKP hükümetinin kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi ve eve kapatılması politikasının yaşam bulduğunu göstermektedir” dedi.

 

“YÖK Düzenine İsyan”

12 Eylül Askeri Faşist Cuntası’nın bir ürünü olarak ortaya çıkan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’ü bu tablonun garantiye alınmasından, halk gençliğinin üzerindeki sömürü ve zulüm çarkının işlemesinden sorumlu tutan Komsomol; “Hâkim sınıfların, ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarının emperyalistlere peşkeş çekilmesi ve emperyalist sermayeye tüm kapıların sınırsızca açılmasını içeren 24 Ocak kararlarını yaşama geçirmek adına gerçekleştirilen 12 Eylül Cuntasının en önemli ‘yatırımı’ halk gençliğine yönelik olmuştur” dedi.

Gençliği kazananın aynı zamanda geleceği kazanacağını vurgulayan Komsomol, “Eğitim sisteminin neo-liberal politikalar ekseninden yeniden kalıba dökülmesiyle birlikte,  sorgulamayan, düzene itaat kültürüyle yoğrulan bir gençlik yaratılmak istenmektedir. Hâkim sınıfların, Bologna Projesi ve buna paralel geliştirdikleri YÖK Yasa Tasarısı ile yapmak istedikleri tam da budur” dedi.

Eğitimin piyasaya daha fazla açılması, parası olanın okuyabildiği, eğitimde fırsat eşitliğinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir sistem yaşama geçirilmektedir. Bugün devletin yoğun desteğiyle sayıları çığ gibi artan özel üniversiteler bu politikanın bir sonucudur” diyen Komsomol, “Gelinen aşamada üniversiteler adeta holdinglerin, büyük şirketlerin, emperyalist tekellerin birer şubesi haline getirilmiştir. Üniversiteler, sermayeyle kol kola neo-liberal politikaların üretildiği ve topluma aşılandığı birer merkez haline getirilmektedir” dedi.

Kurgulanan sistemde insana, emeğe dair hiçbir şey yoktur. Kadının özgürleşmesi, bedeni ve geleceği üzerinde söz sahibi olmasının önüne giderek daha kalın duvarlar çekilmektedir. Emekçi halkımızın çocuklarının nitelikli bir eğitim almasının önü kesilmekte, emperyalistlerden ithal edilen ‘sınıfsal bariyerler’ politikası giderek derinleştirilmektedir” diyen Komsomol “Yaşama geçirilen tüm bu politikaların tartışmamasız bir şekilde halk gençliğinin öfkesi ve tepkisini büyüttüğü açıktır. Halk gençliğinin üzerinde adeta bir kıyım makinesi işlevi gören YÖK’ün postalları her şeye karşın direniş ateşini söndürememiştir. Halk gençliği, uzaklaştırma, eğitim hakkından mahrum bırakma gözaltı ve tutuklamalara karşın YÖK ve düzenine karşı ‘#BAŞKALDIRMIŞTIR’” dedi.

Gezi isyanıyla bu öfke ve direniş kitlesel bir hale bürünmüştür. Halk gençliği, geleceğine temel hak ve özgürlüklerine saldıran, gasp etmek isteyen YÖK’e ve düzenine karşı meydanlara inecektir. Ali İsmail’in ve tüm direniş şehitlerinin hesabını sormak için 6 Kasım’da sokakta olacağız. Eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için meydanları zapt edeceğiz. Demokratik halk üniversiteleri mücadelemizi büyüteceğiz! Korku duvarlarını yıkanlar, iktidarınızı da yerle bir edecektir” diyen Komsomol, açıklamasını “Komsolomuz, tüm halk gençliğini direnişi büyütmeye, faşist diktatörlükten hesap sormak için isyanı kuşanmaya çağırmaktadır” diyerek sonlandırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu