GüncelManşet

Ocak’ta devrim olmak…

Sıramızdan, aramızdan kopup yıldızlara dokunan her şehidimiz keskin bir bıçak yarasıdır. Yüreğimizi yakar. İnsan duygularımızı acıtır. Kalbimizin sızlayan sesi olur, insan öfkemizi bilerler. Devrimin yasaları ve görevleri karşısında bilinç ve vicdanımızı sorgulatırlar. Kirlerimizden arınmamızın güçlü duygusunu yaşatırlar. Devrimin direnç köprülerinde kendimizi yeniden sınanmamızın vesilesi olurlar. Yaşadığımız sarsıntının vazgeçilmez devrim nedeni olurlar.

Çünkü onlar yürünecek-yürünmesi gereken bir yol açtılar. Geleceği yakınlaştırma kavgasında biz geride kalanlara tamamlanmamış görevleri mutlak yerine getirmemiz gerektiğinin sözlerini bıraktılar. Çünkü onların her biri devrimin tamamlanmış iddialı sözleri, özgürlüğün yüz akıdır. Özgürlüğün çılgın sözüdür. Vicdan ve adaletin yiğit sesidir. Susmayan türküdür. Karanlık gecelerde akıp giden ışıltılı nehirlerdir. Kıraç mazlum topraklarında dolaşan çağdaş filozoflardır. Filiz filiz büyüyen umutlardır. Gölgesinde bağdaş kurup silah çattığımız devrimin çınarlarıdır.   

Zulmün ve vahşetin bir zaptiye gibi kol gezdiği, cehennem sessizliğinde bir ülke yaratılmak istendiği günümüzde dönüp bir kez daha düşüncelerine, yaptıklarına hatıralarına başvurmak istediğimiz günlerdir Ocak günleri. Dönüp konuşmak, fikir ve önerilerine başvurmak, dokunmak eleştirilerini almak istediklerimiz yani yoldaşlarımızı güçlü yaşadığımız gündür. Düşlerini yaşatmak için kendilerini korkusuzca feda edenlerimizi en çok anmaya ihtiyaç duyduğumuz günlerdir Ocak’ın buz kesen günleri. 

Bugün Ocaktır yoldaşlar! Bugün “Biz direndik ve halkımız bizimle gurur duysun” diyenlerin, “Partiyi ve devrimi yaşatın. Savaşı sürdürün” diye haykıranların anıldığı gündür. Toprağa düşüp yeşeren, insanlığa güzellikler, adalet ve insanlık onuruna canlarıyla değer katanları hatırladığımız gündür. Bodrumlarda zindanlarda cehennem sessizliği içinde teslim olmayanları en çok hatırladığımız günlerdir. Sessizlik içinde büyük ses yükselten derinliklerin ışığa doğru yükseldiği gündür. Doğruluğa, eşitliğe, sevdiklerine olan büyük sevgileriyle sonsuzluğa uğurladıklarımızı andığımız günlerdir.

Bugün gözleri daha yorulmadan bedenleri daha yaşlanmadan yoldaşlarına doymadan gökyüzüne uzanıp yıldızlara dokunanların günüdür. Kaldırıma, toprağa, betona dökülen kanlarıyla adalet arayan, devrimi yaşatanların günüdür. Uğruna öldükleri davalarını yaşanılacak davaya dönüştürmek isteyenlerin günleridir. Sözleriyle değil yaptıklarıyla, geride bıraktıklarıyla büyük olanları andığımız gündür. Büyük düşünüp, büyük savaşan korkusuzca yürüyenlerin günüdür. Kararlı ve ısrarlı tutarlı olanların günüdür. Ateşi kendisine yakınlaştırmaktan, yanmaktan korkmayanların iz bıraktıkları gündür. Üzeri ağır karanlık taşlarıyla örtülmek istenen hakikatin üstünü açarak özgürlüğün dilini konuşanlardan öğrenmeyi sürdürdüğümüz gündür. Hakikati onların sayesinde keşfettik, öğrendik. Düşman karşısında yem olmamayı öğrendiğimiz savaşçılarımızın aziz hatıralarını bir kez daha yüksek sesle okuduğumuz gündür. Sadakatlerine bağlı olduğumuzu yeniden deklare ettiğimiz günlerdir.  

 

Önlerinde kelimelerin aciz kaldığı, sözlerin yetmediği borçlu olduklarımıza…

Bugün Ocaktır yoldaşlar. Bugün, hor görülen nefret edilen ayaklar altında ezilip çiğnenen toplumda hiçbir yeri olmayan sahipsiz kimsesiz hoşnutsuz olanların sesi, cesareti olmanın günüdür. Altta, dipte olanların kuyuların dibinden karanlığın içinden sefaletin ortasından çıkarılmayı bekleyenlerin bilinci, silahı, yüreği olmanın günüdür.

Bugün Ocaktır yoldaşlar, dağların sesi, emeğin isimsiz rengi, halkın vicdanı olmayı başaranlara, kendisi için bir damla gözyaşı dökmeyenlere bağlılığımızı gösterme günüdür. Görevlerimize sıkı sıkıya bağlanma günlerdir. Şehitlerimizi ne kadar, nasıl anlatırsak anlatalım mutlaka eksik ve tamamlanmamış olacağımızı bildiğimiz günlerdir. Yanıbaşımızda, bizimle birlikte mutlak olmasını istediğimiz, sözüne, duruşuna, gülüşüne, türküsüne yoldaşlığına hasret olduklarımızı yani yoldaşlarımızı, yani sonsuzluğa uğurladıklarımızı dalgalanan bayrak gibi herkesin gözleri önünde yükseklere çekmememiz gerektiğini bir kez daha anlamamız gereken günlerdir. Onları her dönemden, her gün ve andan daha çok yaşamaktır.

Sahte ve yalanı yaşamak istemeyen, ucuza kolay ve rahat olana tenezzül etmeyen çölleşmiş akılları red edenlerin savunucusu yoldaşlarımız sizler rahat uyuyun! Işıklar içinde yıldızlar katında uyuyun! Tarihe sözleriyle hakikate elleriyle dokunup ölümle alay edenler sizler rahat uyuyun! 

Faşist diktatörlüğün ezme sindirip diz çökertme, teslim alarak hiçleştirme saldırılarının ivmesi düşmeden artarak devam ettiği günümüzde insan olanları devrimci olanları daha iyi anlamak-anlatmak boynumuzun borcudur. Bugün her zamandan daha fazla dürüstlüğün-özgürlüğün-erdemin ve onurun insanı olanların hatıralarına olan bağlılığımızı daha yüksek sesle deklere etme günleridir. Şehitlerimizin, değerlerimizin huzurunda özeleştirilerimizi hazırlayarak, yeniden devrimci savaş pratiğinde sınanma günleridir. 

Faşizmin saldırıları ne kadar barbar ve vahşi, karanlık ne kadar koyu olursa olsun kazananlar her zaman savaşın direnişin kendisi olmayı başaranlar olacaktır. Bugün her zamandan daha fazla şehitlerimizin ayak izlerini takip ederek cesaretle yürümek vardır. Bugün düşman saldırı ve kuşatmasına rağmen ateşle oynamaktan korkmayarak çoğalanların günüdür.  Bugün Ocak olmak vardır.

 

(Bir Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu