“Kayıplar mücadelesini kuşaktan kuşağa aktarmamız bu yüzden”

İstanbul: Cumartesi Anneleri kayıpları için 449. haftada bir kez daha Galatasaray Lisesi’ndeydi.

Cumartesi anneleri bugün (2 Kasım) Galatasaray Lisesi önünde bir kez daha bir araya geldi. Kayıp yakınları “Kayıplarımızın failleri belli, hesap soruyoruz” diyerek eylemlerine başladı. Bu hafta Cumartesi Anneleri’nin eylemine, Gezi İsyanı sırasında Ankara’da polis Ahmet Şahbaz tarafından vurularak katledilen Ethem Sarısülük’ün ailesi ve Pınar Aydınlar da eyleme katılarak destek verdi.

“Bu iktidardan hiçbir beklentimiz yok”

Eylemde ilk olarak Kenan Bilginin Kardeşi İlhan Bilgin söz aldı. Bilgin konuşmasına 30 yıldır buradayız diyerek başladı ve şöyle devam etti; “Bu iktidardan hiçbir beklentimiz olmadı ve olmayacak. Seçim öncesinde Başbakanın söyledikleri seçim sonrasında yalan oldu. Benim tek derdim vicdanı olan insanlara seslenmek. Ne zaman birleşir, yığınlar haline gelirsek o zaman kazanacağız” dedi.

İlhan Bilgin’in konuşmasının ardından Cumartesi Anneleri olarak bir açıklama yapıldı. Bu haftaki açıklamada Abdülkerim (Şemsettin) Yurtsever’in akıbeti soruldu.

“Ne zamana kadar bizi görmezden geleceksiniz?

Açıklama öncesinde Abdülkerim Yurtsever’in torunları adına Hüseyin Yurtsever bir konuşma yaptı. Yurtsever, “Dedemizi aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Biz bu mücadeleyi babalarımızdan devraldık. Sonrakilerde bizden devralacak” dedi.

Yurtsever, ardından şöyle devam etti; “Ne zamana kadar bizi görmezden geleceksiniz? Niye belli olan sorumluları yargılamıyorsunuz? Bu dünyada da ahrette de ellerimiz yakalarınızda olacak. Elbet bir gün hesap vereceksiniz” dedi. Hüseyin Yurtseverin ardından Haftanın açıklaması yapıldı.

“AKP Hükümeti suçu kabul etti ama bir şey yapmadı”

Haftanın açıklamasını Zuhal Çıldır okudu. Çadır açıklamada o dönemde neler olduğu anlatarak şu sözlere yer verdi; “73 yaşındaki Abdülkerim Yurtsever, 27 Ekim 1995’te 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münir Sarıtaş ile birlikte, Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu’na bağlı askerler tarafından evlerine yapılan baskınla gözaltına alınarak Yüksekova Jandarma Taburu’na götürüldü. Tabura giden aileler Mikdat’ı kanlar içerisinde gördü. Binbaşı Yurdakul, “24 saat gözaltında tutulacaklar” diye ailelere açıklama yaptı. Bir kez daha tabura giden ailelere ise, “Kimseyi gözaltına almadık, bir daha gelmeyin” denildi.

Yüksekova Komando Taburu’nda görevli olan bir asker terhis olduktan sonra Abdülkerim Yurtseven’in dövülerek, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş’ın ise Binbaşı Yurdakul’un talimatı ile itirafçı Kahraman Bilgiç ve Yüzbaşı Nihat Yiğiter tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüğünü açıkladı. Tanıklara ve itiraflara rağmen sorumlular hakkında açılan dava, “delil yetersizliği” gerekçesiyle kesin beraat hükmüyle sonuçlandı. Yargıtay, ailelerin temyiz başvurusun reddetti ve beraat kararını onayladı. AİHM’e taşınan dava kapsamında savunma veren AKP hükümeti, suç kabul etti, 3 kişinin kaybolmasından dolayı üzgün olduğunu belirterek, etkin soruşturma yapmayı taahhüt etti. Ancak hala bir gelişme yaşanmadı” diyerek açıklamaya şu sözlerle devam etti;

“Hükümette kayıplardan sorumlu”

“Görevini yapmayan savcılar, hakimler ve Yargıtay mensupları ile dönemin Yüksekova Tugay Komutanlığı’nda görevli olan Kurmay Albay Hamdi Poyraz, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan, Doğruyol Hükümeti, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yanı sıra etkin soruşturma yapma sorumluluğunu yerine getirmeyen, kayıpların akıbetlerini açıklamaya yönelik mekanizmaları oluşturmayan, failleri korumaya devam eden AKP hükümetinin de kayıplardan sorumlu. Onlar hesap vermeden bu topraklarda kimse için güvenli bir yaşam olmayacak. Kayıplar mücadelesini kuşaktan kuşağa aktarmamız bu yüzden” dedi.

“18 yıldır, Abdülkerim Yurtsever, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş’ın ölümünden Yüksekova Komando Taburu’nda görevli Piyade Yüzbaşı Nihat Yiğiter, itirafçı Kahraman Bilgiç, Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul’un sorumludur” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Cumartesi Anneleri, 450. kez Galatasaray Meydanı’nda buluşmak üzere eylemlerini sona erdirdi.