Güncel

”EKİM DEVRİMİ’NİN YOLUNDA İLERİ… DAHA İLERİ…”

HBDH YK, Ekim devriminin 104. yılına ilişkin açıklama yaparak, "Bizi bugünlere getiren mücadele, son yarım yüz yıldır kesintisiz sürüyor." dedi.

“Ezilenler çağlar boyunca isyan etti, ayaklandı. Yendi, yenildi ama hep mücadele ettiler. “Özgürlüğün şafağında”, Paris’te kısa süreli Komün deneyiminden sonra, 7 Kasım 1917’de, Rusya’da özgürlüğü fethettiler!” sözlerine yer verilen açıklamada, Ekim Devriminin, baştan aşağı cüretin simgesi, “Devrim yapma” cüretinin ta kendisi olduğuna, dünyanın devrimci dönüşümüne tutkuyla bağlılığın cisimleşmesi hali olarak ortaya çıktığına, adı Lenin ile anılan öncü partinin, muazzam yönlendiriciliğinin girişkenlik ve cesaretiyle şekillendiğine dikkat çekildi.

https://www.hbdh-online.org‘ta yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Birinci emperyalist paylaşım savaşının canice yıkımları arasından yükseldi devrim bayrağı. Dayanılmaz açlık ve sefalete önce kadınlar isyan etti. 8 Mart (eski Rus takvimiyle 24 Şubat) gösterileri ayaklanmaya, ayaklanma devrime büyüdü. Kısa sürede yüzlerce yıllık Çarlık gericiliği yıkıldı.

7 ay sonra 7 Kasım (eski Rus takvimiyle 25 Ekim) 1917’de, bu defa burjuva egemenliği yıkıyordu işçiler, emekçiler ve kadınlar. Olan yalnızca bir ülkede gerçekleşen işçi devrimi değildi. Hayır! Bir çağ dönümüydü Ekim Devrimi. Tüm dünyada “proleter devrimler çağı” onunla başladı.

Gelişmiş Avrupa”da kurulu nice anlı şanlı ülke yerine, “geri Rusya”nın işçi sınıfı ve on milyonlarca “mujik” (köylü), sosyalizmin kızıl bayrağı etrafında toplandı. Başarılı bir ayaklanma ile iktidarı aldı. Yerleşik teoriye göre “olmaz” denilen, “yapılamaz” denilen şey, yalnızca nesnelliğin zorlamasıyla değil, bizzat “küçük ama savaşçı bir müfreze” olan Parti’nin iradi çabasıyla, kendini devrime hasretmesiyle, bizzat “devrim yapmak istemesi” ile başarıldı. Evet, Ekim Devrimi, baştan aşağı cüretin simgesiydi. “Devrim yapma” cüretinin ta kendisiydi! Dünyanın devrimci dönüşümüne tutkuyla bağlılığın cisimleşmesiydi. Adı Lenin ile anılan öncü partinin, muazzam yönlendiriciliğinin girişkenlik ve cesaretiyle şekillendi.

Hiç kuşku yok, devrimler duru gökte çakan şimşekler değildir. Gerçekleşmesi için bir dizi şartlar gerekir. Her şeyden önce kapitalist düzenin onulmaz bunalımlara, krizlere sürüklenmesi gerekir. Varlığını olağan şartlarda sürdüremez hale gelmelidir. Tıpkı bugün tüm yerkürede olduğu gibi!”

“Faşist diktatörlük, her alanda dağılma belirtileri gösteriyor”

“Bugün emperyalist-kapitalist sistem dünya ölçeğinde büyük bir kriz yaşıyor. Onulmaz yaralarla sarsılıyor. Ayakta kalabilmek için her yere saldırıyor. Savaşlar çıkarıyor, darbeler yapıyor… Baskı makinesi duraksız çalışıyor!” sözleriyle devam edilen açıklamada, yaşanan küresel krizin ortasında Türkiye ve Kürdistanda diktatörlüğün çürüme ve çözülme noktasına geldğinin altı çizildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bu küresel krizin ortasında, sistemin zayıf halkalarından Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da burjuva faşist diktatörlük çürüyor. Tel tel dökülüyor. Ekonomik ve siyasal krizin pençesindeki faşist diktatörlük, her alanda dağılma belirtileri gösteriyor. Faşist diktatörlüğü böylesine çürüme ve çözülme noktasına getiren temel güç, emekçi halklarımızın bastırılamaz ve önüne geçilemez bir hal alan mücadelesi ve isyanıdır. Bu güç yeni toplumu yaratmak için yola çıkan ve on yıllardır verdiği kan ve can bedelli mücadeleyle ilerleyen ezilenlerin örgütlü öncüleridir. Bu güç isyan eden kadınlar, direnen emekçiler, başkaldıran gençlerdir. Bu güç dağlarda ve şehirlerde yürütülen ve gün geçtikçe büyütülen savaştır. Yok edilemeyen iradi meydan okuyuştur. Bu güç Birleşik Devrim’in önü alınamaz ilerleyişidir!…

Birleşik Devrim Hareketi’miz, ölümsüz önderlerimizin bu “devrim yapma cüreti” temelinde kuruldu, kavgaya atıldı. Girilen yol, halklarımızı zafere götürecek devrim yoludur. Şimdi bu doğrultuda daha ileriyi hedefleme, daha ileri adımlar atma, sıçrama ve hedefe doğru yükselme zamanıdır. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu