EmekGüncel

SÖYLEŞİ | LC Waikiki’de Direniş Kazandı

İstanbul Esenyurt'taki LC Waikiki deposunda çalışan ve DİSK'e bağlı Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiye, Depo ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (Limter-İş) üyesi 13 işçinin, Kod-46 ile işten atılmasına karşı başlattıkları eylem taleplerinin kabul edilmesi ile sona erdi.

Limter-İş Sendikası yaptığı açıklamada “LC Waikiki Esenyurt Ana Deposu’nda çalışan, promosyon haklarını istedikleri ve kötü çalışma koşullarına itiraz ettikleri için Kod-46’yla işten atılan 13 arkadaşımız, sendikamızın öncülüğünde 10 Ocak’tan bu yana direnişteydi. Amacımız, Kod-46’yla işten atma gerekçesinin geri çekilmesi ve işçi arkadaşlarımızın tüm haklarının verilmesiydi. Bu talepler etrafında depo önünde ve LC Waikiki mağazalarında günlerdir sesimizi yükselttik, haklı taleplerimizi halkımızla buluşturduk. Gelinen aşamada, direnişimiz, firma patronlarıyla dün ve bugün yapılan görüşmeler sonucunda kazanımla sonuçlandı. Direnişimizin 19. günü olan bugün (28 Ocak) akşam saatlerinde patronlar ve firma yetkilileriyle işçi arkadaşlarımız arasında imzalanan protokolle taleplerimiz kabul edildi” dedi.

Direnişin kazanımından önce direnişin 18. gününde işten çıkarılan işçilerden Orhan Acar ve Mehmet Salih röportaj yaptık.

– 18 gündür direniştesiniz bu sürece nasıl geldiniz ve depo işçilerinin sorunlarını bize biraz anlatır mısınız?

Orhan Acar: Bize ilk başta bizim olmayan işler verildi. Mesela pandemi sürecinde maske dağıtımını bizlere yaptırdılar, sağlıkçıları olmasına rağmen. Biz temizlikçiydik ama ofislere ilaçlamayı da bize yaptırıyorlardı. Biz de arkadaşlarla toplandık ve hiç olmasa maaşlarımızda iyileştirme yapsınlar diye talepte bulunduk. Asgari ücretle geçinemiyoruz. Kiralar zaten almış başını gidiyor. Çocuklarımıza bakamıyoruz, okutamıyoruz.

Maaş iyileştirmesinde ilk başlarda bankayı değiştirmeye çalıştılar, bizim bundan sonra haberimiz oldu. Depo depo gezip de bankayı değiştirdiklerini söylediler, iki-üç depo zaten imza atmıştı. Banka değiştikten sonra promosyon konusunu da söyledik, “promosyon hakkımızdır”, “zaten geçinemiyoruz epeyce sıkıntıdayız”, “bari promosyon hakkımızı verin”, “maaş iyileştirmesini yapın”, “mesailerimizin düzenlenmesini sağlayın” dedik. Çoğu arkadaşlarımız mesai sıkıntısı yaşıyor. Sonra biraraya gelip imza topladık, yaklaşık 150-180 kişiye vardık. Sonra bu imzaları dilekçe şeklinde içeri verdik, ilk başta kendi taşeron firmamıza verdik. LC Waikiki’nin İnsan Kaynaklarına verdik, 7 kişi gidip görüşme yaptık.

Aralık geçmesine rağmen hala doğru düzgün bir açıklama yoktu. Aralıkta sadece “biz 400 lira vereceğiz, kullanabilirsiniz” dediler. Biz de dedik ki; “sadaka istemiyoruz, biz bunları dilenmek amaçlı talep etmedik.”

Sonrasında bize verilen 8.500’ü kabul ettik ama nakit olarak. Bunlar yine herhangi bir çözümle gelmediler, doğru düzgün bir açıklama da yapmadılar. Ocak’ın 5’i de geçti yine bir gelişme olmayınca dedik toplu bir şekilde merkez binaya toplanalım, ciddiyetimizin farkında olsunlar. Toplu bir şekilde buraya geldik. “İlk grup gelsin” dediler, yukarı çıktık ve Kod 46 ile işimize son verildi. Biz Kod 46’nın ne olduğunu bilmiyorduk.

Bu arada kartlarımızı iptal etmişler, çıkışımızı verdiler. Evimize gittikten sonra ertesi gün mesaj geldi hepimize, “Kod 46 ile çıkışınız verilmiştir” şeklinde.

– Direniş süreciniz nasıl geçti?

O.Acar: Şu an direnişte olan bütün arkadaşlarımızın ve diğer kardeşlerimizin selamlarımızı gönderiyoruz. Direnişimizin 18. günü bugün, çok kararlıyız. Amacımıza varana kadar vazgeçmeyeceğiz.

Bütün emekçi kardeşlerime ve bu direnişte olan kardeşlerimize bize destek çıkmalarını istiyoruz. Ben bunu burada öğrendim; gerçekten de birlik ve beraberlik varsa işçinin emeği kolay kolay gasp edilmez.

 “Mağazalarda sesimizi duyuranları selamlıyoruz!”

– Depo işçilerinin yasadığı sorunları anlatır mısınız?

Mehmet Salih: Depo işçileri çok baskı altında, sürekli mobbing uygulanıyor. İşe girdiğimizde bize dört madde sıraladılar. İşe başlayınca buna 10 madde eklendi. Lavabolar, kesik kartonlar, çay ocakları işin içine girince maske, Covid, hastalık, revir, ilaçlama, yol tuzlama, kar küreme, depo su baskını vb. arkası geldi. LC Waikiki’nin kendi elemanları, kendi depolarına gelen suyu bile kaldırmaya üşeniyorlardı. Hatta bizi öyle görüyorlardı ki yanımıza bile oturup yemek yemeye utanırlardı.

Ayrımcılık vardı, aşırı baskı vardı. Küllü bir mont dahil vermiyordu bizlere LC Waikiki. Kendi elemanlarına kaliteli ya da kalitesiz fark etmez ama mont-ayakkabı vermeye çalışıyordu. İçerde baskı var, tehdit var, ayrıştırma var. Burada esas sorumluluk LC Waikiki’nin.

Ben 5 senedir buradayım. LC Waikiki yönetimi bir kez olsun bana “nasılsın”, “bir sıkıntın var mı?”, “mont alabildin mi, ayakkabın var mı?” diye sormadı. Biz İnsan Kaynaklarına söyledik. Hatta Onur, depodayken İnsan Kaynakları soruyor “monttan memnun musunuz?” diye. “Memnun değiliz” dediğimizde şef gelip akşama kadar tehdit etti; “Beni nasıl İnsan Kaynaklarına şikâyet edersin” diye…

– İşçi sınıfının çeşitli yerlerde direnişleri var, bu direnişler nezdinde neler söylemek istersiniz?

M.Salih: Bizim kamuoyundan ricamız şu, kamuoyu demek milletimiz demek, milletimizin vicdanı demek, biz milletimize güveniyoruz. Milletimizi seviyoruz, biz de milletimizin bir parçasıyız, onların evladıyız. Biz şu anda evimize ekmek götüremiyoruz. Ben kızımı hastaneye götürdüm, -2 yaşında kızım var- onun ilaç parasını bile karşılayamadım, sağolsun sendikamız karşıladı. 50 TL belki bir şey değildir ama zor durumdayız. Zor durumda olmamıza rağmen inat ediyoruz, sonuna kadar direneceğiz, hiçbir şekilde vazgeçmiyoruz.

Bizim için direnen arkadaşlarımıza, tüm mağazalarda sesimizi duyuran arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz, minnettarız onlara. Buradan selam gönderiyoruz.

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu