Güncel

Kayıp yakınları 636. Haftayı geride bıraktı

İstanbul: Cumartesi Anneleri, cezasız bırakıldığı için kendini tekrarlayan ağır insan hakkı ihlalleri unutulmasın diye bir kez daha biraraya geldi.

Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için her hafta cumartesi günü bir araya gelen kayıp yakınları 636. Haftayı geride bıraktı. 636 hafta boyunca Türkiye’de gelişen her toplumsal dinamiği bağrında taşıyarak geniş bir hafızaya dönüşen Cumartesi eylemlerinde aileler ısrar ve kararlılığın adı olarak bir kez daha haykırdı; “ayıplar belli failler nerede?”…

Bu haftaki eyleme  HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ da katıldı. Eylemde ilk sözü 1995’te  gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ı ağabeyi Ali Ocak aldı.  22 yıldır mücadele ettiklerini ifade eden ağabey Ocak,  yüz yıldır bu topraklarda adaletsizliğin kol gezdiğini dile getirdi.  Ocak’ın ardından söz alan kayıp yakını Emine Kaya Erbek ise 1996 yılında gerçekleşen Güçlükonak katliamında babası Ahmet Kaya’nın ardından yürüttüğü mücadeleyi Kürtçe yaptığı konuşmayla dile getirdi. Yıllardır acı çektiğini ifade eden Erbek, “Ne soğuk ne yağmur ne yaz ne kış demeden yıllardır bu meydanda oturuyoruz. Barış diyoruz barış. Anneler barış diyor. Herkes elini vicdanına koysun biz barış istiyoruz” dedi.

Kerestecioğlu: Giderek acılarımız çoğalıyor

Eylemde konuşma yapan  HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise Emine Kaya Erbek’e işaret etti. Erbek’in babası Ahmet Kaya’nın yanı sıra amcasını da gözaltında kaybettiğini hatırlatan Kerestecioğlu, “Giderek acılarımız çoğalıyor” dedi. İşlerini geri istedikleri için direnen ve açlık grevlerinin 76. gününde tutuklanan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı hatırlatan Kerestecioğlu, “İnsan Hakları Anıtı kuşatılmış durumda. Adına ‘Hayata Dönüş’ dedikleri operasyonda kolunu kopardıkları Veli Saçılık tek başına onurlu bir şekilde direniyor ve ağır saldırıya maruz kalıyor. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Asker de gerilla da… Artık savaş istemiyoruz. Bunun demokrasiden başka bir yolu yok” diye konuştu.

Ailemiz adaletsizliğe mahkum edildi

Roboski katliamı ile birkez daha gündeme gelen öncü ailesinden Lezgin Öncü babasının kaybedilişine ilişkin yazdığı mektubu eylemde kamuoyu ile paylaşıldı.  Cumartesi Anneleri’ne bir mektup gönderen Lezgin Öncü, 24 yıldır yaşadıklarını dile getirdi. Babasını 21 Haziran 1993’te köylerine yapılan bir baskında asker tarafından gözaltına alındığını ve bir daha da geri dönmediğini dile getiren Öncü, “Babam, Devlet tarafından öldürüldüğünde onu tanıyamayacak kadar küçüktüm. Kardeşim ise o öldürüldükten 40 gün sonra doğmuştu. Dedem öldürülmeden 40 gün önce de babam doğmuştu. Kader tekrar etti. Önce dedem, sonra babam…Ailemiz 64 yıllık bir yasa, 64 yıllık bir adaletsizliğe mahkum edildi” dedi.

Yapılan konuşma ve mektubun okunmasının ardından haftanın basın açıklamasını Nimet Tanrıkulu okudu. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Rubere Köyü’ne gelen askerlerin köyün imamı Melle Şehmus Öncü’ye köy meydanında işkence yaptıktan sonra ateşli silahla infaz ettiğini kaydeden Tanrıkulu, ölüm nedenini kayıtlara “intihar” olarak geçtiğini belirtti. Bu olaydan 40 yıl sonra Çınar Komanda taburuna bağlı askerlerin Dikmetaş Köyü’ne baskın yaptığını söyleyen ve Mehmet Sıddık Öncü’yü gözaltına alındığını söyleyen Tanrıkulu, “Mehmet Sıddık Öncü’den haber alamayan ailesi 08 Temmuz 1993 tarihinde onun ağır işkence izlerini taşıyan cansız bedenine Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Morgu’nda ulaştı. Mehmet Sıddık Öncü geride biri 40 gün sonra doğacak 6 çocuk bıraktı” dedi.

Açıklamasın “artık yeter babadan oğula miras bu zulüm sona ersin! Artık yeter bu topraklarda herkes kimliğiyle, inancıyla onurlu bir biçimde yaşasın! Artık yeter Şehmus Öncü ve Mehmet Sıddık Öncü dosyasındaki cezasızlık son bulsun, adalet sağlansın” diyerek devam eden Tanrıkulu, açlık grevlerine hapishanede devam eden ve 88. gününde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı hatırlatarak onların direnişini selamladı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu