Güncel

ÖZEL HABER | “Bizi görmezden gelerek ölüme terk ediyorlar”

"Sağlık Bakanlığı eczaneleri ve TEB'i ileri sürerek sorumluluğu üstünden atarken, hastaları ise TEB ile karşı karşıya getirmekte. Bizler de engelli bir hasta ile kendi sürecini, ilaçlara erişememe durumunu ile buna dair beklenti ve çağrılarını içeren bir söyleşi yaptık"

Bir süredir yaşanan ilaç sıkıntısı derinleşen ekonomik kriz ile birlikte hat safhaya ulaştı. Bir çok ilaca ulaşmak mümkün değilken bir çok ilaç ise doktor reçetelerinden çıkarıldı. Ancak bundan daha ciddi bir sorun ise özellikle çeşitli engeli bulunan binlerce hastanın hayati tehlikeye neden olan bir çok ilaca erişememesi çok daha ciddi bir krize dönüşmüş durumda.

Bir çok hasta, Türk Eczacılar Birliğine, Sağlık Bakanlığına, CİMER’e başvurularına rağmen ilaçlarını temin edememekte. Sağlık Bakanlığı eczaneleri ve TEB’i ileri sürerek sorumluluğu üstünden atarken, hastaları ise  TEB ile karşı karşıya getirmekte. Bizler de  engelli bir hasta ile kendi sürecini, ilaçlara erişememe durumunu ile buna dair beklenti ve çağrılarını içeren bir söyleşi yaptık.

Aslında ilaç sektörü ciddi bir sıkıntı var, piyasada ilaç yok, olanların ilaçların fiyatları çok yükselmiş durumda. Birçok ilacın reçeteden çıkarıldığı belirtiliyor. Sizin için daha özel bir sorun da var. Uzun zamandır ilaçlarınızı, özellikle hayati tehlike barındıran, yani vücudunuzun fonksiyonlarının yerine gelmesiyle ilgili ilaçlara ulaşamıyorsunuz.

Diğer taraftan Sağlık Bakanlığı Türk Eczacılar Birliği’ni işaret etmekte yine eczacılara işlem başlattığını iddia etmekte. Bizlere neler yaşandığını aktarır mısın, ilaçlara erişim ne durumda, sen neler yaşıyorsun, anlatır mısın?

Kronik hasta olduğum için yaklaşık 20 yıldır bu ilaçları kullanıyorum. Bu ilaçlar hayati önemi olan ilaçlar. Ama son süreçte bu daha çok ayyuka çıktı. Sosyal medya üzerinden Türk Eczacılar Birliği (TEB)’nin açıklamaları yansıdı. Ama şöylesi bir durum söz konusu, her kur yükseldiğinde yaklaşık 3 yıldır pandemi öncesinde başlayan bir süreç, ve devamında bugüne kadar geldi.

Pandemi sürecinde zaten bize hiç ilaç verilmedi. Sonrasında katkı payı ödemediğimiz ilaçlara, kurdan kaynaklı Bakanlık ödemediği için direk hastalardan alıyorlardı fiyat farklarını. Bütün bunlara rağmen her kur kur yükseldiğinde yaklaşık 3 yıldır çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Şuanda yine ilaçlarımıza ulaşamıyoruz. Birçok hastayla birlikte ben de ölümcül olan ciddi bir hastalık. İlaçlarımız getirilmiyor. Bakanlık gibi vs. yetkililerle görüştüğümüzde her şeyi TEB’e topu atarak, onların sorumluluğunda olan bir şeymiş gibi gösteriliyor. Ama şunu da biliyoruz ki, Bakanlık ‘kur’u düşük tuttuğu için firmalar ilaçları göndermiyor. Tedarik sıkıntımız var diyorlar.

Aslında bu sorunu Bakanlık’ın çözmesi gerekirken, bizleri sürekli TEB ve eczacılarla karşı karşıya getirmekteler. Eczacıların sorumluluğunda olmadığını da biliyoruz. Bakanlık’ın cevap vermemesinden kaynaklı. Şuan eczane depolarında ve Eczacılar Birliği’nde ilaçlar bulunmuyor. Sürekli TEB bu konuyla ilgili açıklama yapmakta. Bakanlık ve CİMER’e bu durum hakkında yazmıştım. Yine açıklama yapmak yerine topu Türk Eczacılar Birliği’ne attılar. Ama esasta TEB’nin yaptığı açık çağrı da Sağlık Bakanlığı’naydı. Bunun sorumlusu eczacılar değil Sağlık Bakanlığı’dır. Ve şuan acil kullanmamız gereken ilaçları alamıyoruz.

 Bu ilaçların fonksiyonlarını anlatabilir misin? Özellikle senin yaşadığın ‘bakır’ ilaçlarıyla ilgili bir problem bunu biraz açabilir misin?

Vücutta “Wilson” denilen bakır ile ilgili bir hastalık. Bu organlara rahatsızlık verdiği ve tedavisi için ilaç almadığımız takdirde söyle bir şey; doktorlarımız bizim tedaviye ve bu ilaçları kullanmazsak bize yaklaşık 5-6 yıl ömür biçiyorlar. Tedavi görmediğimiz müddetçe ölümcül bir hastalık. Biz bu ilaçları almadığımız takdirde, bu bakır tekrardan anlık fırlayabiliyor.

Fırlaması demek yine birçok organa zarar vermesi demek. Organları iflas ettiriyor. Bende de beyindeki fonksiyonların hareket noktalarına zarar veriyor. Distoni denilen nörolojik bir şeye yol açıyor. Bakırı almadığımız takdirde beyine tamamen zarar verebilir, dokuyu tamamen götürebilir. Bakırın yarattığı etki, karaciğeri tamamen ele geçirebilir, zaten karaciğerden kaynaklı kronik karaciğer hastasıyız. Ölümcül bir hastalık ve bu hastalığa karşı bizleri ölüme terk ettiler.

Bakanlığın bu sorunu çözmesi gerekiyor” dedin, peki bu konuda neler yapılması gerekir? Bakanlık bu sorunu neden çözmüyor ve sorumluluğunu neden sence TEB’e yıkıyor?

Ekonomik krizden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Ekonomi düzgün diyerek göstermelik rakamlar vermekteler. Ama gerçek hayatta bunun böyle olmadığını biliyoruz. Tamamen yoksullaşmaya doğru gidiyoruz. Ve Bakanlık şuan hastaların nasıl bir covid-19 salgınını yönetemediler ki birçok insan hala ölüyor; bunda da benzer bir şekilde yine hastalığı basite alarak, ilaçlarımızı vermiyorlar.

Genel olarak sistemin kendisiyle alakalı bir durum. Tek adamın sözü ile yönetilen bir sistemde, bu ilaçların gelme onayları yine Cumhurbaşkanlığı yetkisiyle olmaktadır. Bakanlık’ta sorumlu ama esas yetki ve onayı tek bir kişiye yani Cumhurbaşkanına bağlı bir durum. TEB meslek örgütü olması ve muhalif bir kimliğe sahip olmasından kaynaklı, özellikle kendi sorumluluklarını TEB’e atarak hastalarla karşı karşıya gelmelerini istemekteler. Böylelikle kendi sorumluluklarının üstünü kapatmaktalar.

Senin gibi diğer hastalar ne yapmalı, kamuoyundan nasıl bir beklentiniz var, diğer hastalara nasıl bir çağrın var?

Bizim hasta gruplarımız var. Oralardan haberleşme içerisindeyiz. Birkaç haftadır sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapılıyor. Hastalar aciliyetli çağrılarını yapıyorlar, ama hep bir arada bir şeyler yapmaya gelince geri de durabiliyorlar. Bazıları çeşitli kaygılar yaşayarak; “öne çıkarsak baskılanırız ve ilaçları hiç alamayız” korkusunu yaşamakta.

Öteden beri ilaç alamadığımız için Türkiye’de yasal ruhsatı olmayan ilaçları kaçak getirenler fahiş fiyatlara ilaçları satıyorlar. Bir kutu ilacı 500-600 liraya kaçak olarak almak zorunda kalanlar var.

Bakanlık kaçak satılan ilaçlar hakkında işlem yapıyor ve “o ilaçların ne olduğu belli değil, güvenip almayın” çağrısı yapıyor. Fakat şuan hayatımız söz konusu, bizi görmezden gelerek ölüme terk ediyorlar ve bizlere başka seçenek bırakmadıkları koşulda; bu riskleri göze alarak ekonomik olarak zorlansak da ilaçları temin etmek için çaba sarf ediyoruz.

“Dayanışma çok önemli, dayanışma ile durumu gündeme taşıyabiliriz”

Milletvekilleri bu sorunumuzu meclis gündemine taşıyabilirler. Bizler kişisel olarak şikâyet ve başvurularda bulunuyoruz sürekli. Fakat bu sorunun gündeme taşınması önemli bir yerde duruyor. Meclis gündemine taşınması, soru önergesi verilmesi ve sosyal medya gündemine taşınması bizim gibi kronik hastaların Sağlık Bakanlığı tarafından dikkate alınmasına vesile olacaktır.

Şuan kendi olanaklarımızla birbirimizle dayanışma içerisindeyiz. Kimin elinde fazla tablet ilaç varsa, elinde hiç olmayana veriyor. Hastalar arasında böyle bir dayanışmaya örülüyor. Ama nöroloji gruplarında mesela bu çok olmuyor, çünkü vermek istemeyen ve çeşitli kaygılar yaşayanlar var. Aynı sorunu yaşayan hastalarla bir araya gelerek bu kaygıları birlikte aşabiliriz. Bu dayanışma çok önemli bir yerde duruyor. Pandemi döneminde bir gündem yaratılmasıyla ilaçlarımızı parça parça da olsa alabilmiştik. Yine aynı şekilde birlik olup, kamuoyunda bir gündem yaratırsak ilaçlarımızla ilgili geri dönüşler alabileceğimizi düşünüyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu