DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Kovid-19’un açık ettiği: Avrupa’da kapanan markanın faturası Bangladeşli işçiye!

Gazipur’da, Bangladeş’in Dakka’sındaki sanayi banliyösünde, iki konfeksiyon fabrikasının işçileri, Nisan ayındaki ücretlerin sadece yüzde 60’ını ödeme kararına karşı iki gün üst üste protesto eylemi gerçekleştirdiler.

Diğer işçiler ücretlerin henüz gelmediğinden ve Mart ayındakilerin bile ödenmediğinden şikayet ediyorlar.

En az bir ay boyunca, Dakka sanayi banliyösünde protestolar gerçekleştirildi, fabrikaların kapalı kapıları önünde yüzleri maskeli özellikle kadın işçilerin oluşturduğu binlerce işçi doğaçlama oturma eylemleri yaptı. Birçoğuna patronların birkaç ay borcu var.

Diğerleri, işten çıkarma bilgisinin cep telefonlarına bir mesajla iletildiğini söylüyor. Ülkelerinin ihracatının yüzde 83’ünü yapan, 2019’da yaklaşık 40 milyar dolarlık cirosu olan bir endüstride çalışan giyim işçileri onlar, ama ücret alamıyorlar.

İşte koronavirüs pandemisinin belki de açık olmayan bir anlamı budur. Avrupa’da veya ABD’de “sosyal mesafeye” uymak için giyim mağazaları kapatıldığında, uzak ve düşük gelirli ülkelerde milyonlarca işçi, işsiz ve maaşsız kaldı.

Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci giyim ihracatçısı olan Bangladeş gibi. Bununla birlikte, Batılı ülkeler işletmeleri ve ev işçilerini desteklemek için yüz milyarlar harcamaya hazırlanırken, küreselleşen bu sektörde gelir kaybedenler için “sosyal güvenlik ağları” yoktur.

“Paramız ya da ödenek hakkımız yok. Ne yiyeceğiz?” diyor genç bir kadın olan Alyea, bir muhabirin mikrofonuna konuşurken. “Kocam bir motorlu scooter sürücüsüydü, ancak karantinadan bu yana çalışamıyor. Şimdi fabrika kapandı, çocuklarımızı neyle besleyeceğiz” diye soruyor Alyea’nın meslektaşlarından biri olan Sheuli. Bangladeş Üniversitesi tarafından yapılan bir anket, giyim işçilerinin neredeyse yarısının (% 47) şu anda hiçbir gelirinin olmadığını gösteriyor.

 

AB e ABD’nin giysilerinin yüzde 60’ı Asya’dan

“Küresel tedarik zinciri”nin mekanizması, Avrupa’daki kapanan mağazaları Bangladeş’teki ücretsizlere bağlıyor. Giyim markalarının sahipleri hiçbir şey üretmiyor, modellerini Hint alt kıtasından Endonezya’ya kadar olan bölgedeki üreticiler dikiyorlar.

Güney ve Güneydoğu Asya’daki bir düzine ülke; Avrupa, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde satılan giysilerin yüzde 60’ından fazlasını üretiyor (gerisi Doğu Avrupa, Türkiye, Kuzey Afrika veya Orta Amerika’da Amerikan pazarı için üretiliyor).

İşçi haklarını izlemek için uluslararası bir kuruluş olan İşçi Hakları Birliği, bu endüstrinin dünya çapında en az 50 milyon insanı istihdam ettiğini tahmin ediyor.

Batı markasının “alıcı” olduğu ve kıyafetleri üretenlerin “tedarikçi” olduğu ticari bir ilişki bu. Ortada, genellikle çok şeffaf olmayan çok sayıda anlaşma vardır. Marka sahibi siparişini çoğunlukla aracılar aracılığıyla verir; tedarikçiler arasında en düşük fiyatı sunana sipariş verilir. Zaman yeterse, ana tedarikçi işin bir kısmını daha küçük üreticilere taşeronlaştırır. Bu sistem, giyim markalarının esnekliğini, düşük maliyetleri ve aynı zamanda bu kıyafetlerin dikildiği çalışma koşullarını göz ardı etme olasılığını garantiler -yedi yıl önce, Dakka’da bir sanayi binası çökmüş ve 1.500 kişi ölmüştü.

Ancak Covid-19’un neden olduğu kriz tedarik zincirini sardı. “ ‘Bangladeş’ten ithal eden uluslararası markalar siparişleri iptal etti’ diyen yerel girişimciler markalar ödeme yapmadıkları için işçilere ödeme yapamayacaklarını söylüyorlar” diyor ülkenin en iyi bilinen sendika lideri Kalpona Akter (15 yaşından beri giyim işçisi, bugün Bangladeş İşçi Dayanışma merkezini yönetiyor).

Başka bir deyişle: giyim satışları çöktü, Batılı şirketler hasarı genellikle marjları olmayan “tedarikçiler”in omuzlarına yükleyerek karşılamaya çalıştı. Bangladeş’te, Ulusal Konfeksiyon Üreticileri ve İhracatçıları Birliği (4 bin kuruluşu olan ve 4 milyondan fazla çalışana sahip birlik) 3.5 milyar dolarlık siparişlerin koronavirüs nedeniyle Mart ayından Nisan ayına kadar iptal edildiğini söylüyor.

Hemen hemen her yerde durum aynı: Uluslararası Tekstil Üretimi Federasyonu (ITMF) Nisan ayı sonunda küresel siparişlerin yüzde 41 düştüğünü tahmin ediyor.

Birçok alıcı, daha önce üretilmiş, hatta teslimat için hazır olan ve mücbir sebep maddelerini içeren sorumluluklarını yerine getirmeyi (ve ödemeyi) reddetti. “Sözleşmeler genellikle sağlık acil durumunu ‘mücbir sebep’ olarak düşünmez”, ancak “birkaç üretici gelecekte sipariş almayı umdukları müşterileri dava etmeyi göze alabilir” diyor İşçi Hakları Birliği (“Kıyafetlerimizi yapan işçileri kim kurtaracak?”, Mart 2020).

2007 yılında iyi ücret ve sendikal örgütlenme özgürlüğü için üreten ülkelerin güçlerini birleştirmesi için kurulan, sosyal ve ortak mücadele örgütü Asya İşçileri Ücret Birliği (Afwa), bazı siparişlerin iptal edilmediğini, büyük markalarla pazarlık içinde olunduğu söyleyerek “Hindistan, Bangladeş ve Sri Lanka’nın tedarikçilere yüzde 30’lara varan indirim yapmaları için sorduklarından haberimiz var” diyor.

 

İşçi Birliği, markaları gözetliyor, denetliyor

Bu “teminat”ın mağdurları işçilerdir. Afwa ağı, sık sık ödenmemiş veya büyük bir gecikmeyle ödenen ücret vakalarını rapor ediyor; bazen de, ücretlerin ödenmesi yerine, fabrikalar yeniden açıldığında kredilerinin faizli ya da faizsiz olarak geri ödenmesinin teklif edilmesini.

Bazı ülkeler (Hindistan, Bangladeş, Sri Lanka, Kamboçya) giyim şirketleri için yardım ilan ettiler, ancak işçiler için garantileri “geçici-sözleşmeli işçiler için değil, sadece tam zamanlı çalışanlar içindir”. Çoğu durumda işçiler ödenmemiş çalışma saatlerini kabul etmek zorundadır. Yoksa işlerini kaybederler. Asya İşçileri Ücret Birliği’nin verilerine göre; Sri Lanka’da giyim işçilerinin yüzde 30’u işten çıkarıldı; Endonezya ve Kamboçya’da da büyük işten çıkarmalar rapor edildi (“Kral çıplak: Pandemi zamanında giysi tedarik zinciri”, Nisan 2020).

Temiz Kıyafetler Kampanyası, giyim markaları, dağıtım zincirleri ve hükümetlerin “küresel tedarik zincirindeki işçiler için Covid-19 krizinin etkilerini hafifletmeye” yardımcı olması gerektiğini söylüyor.

Kampanya; Nisan ayında yayınlanan bir itirazında, Batılı markalardan sözleşmeleri yerine getirmelerini, tedarikçilerin ücretlerini ödemelerini, refah fonlarına katkıda bulunmalarını, aktif fabrikalarda sağlık önlemlerinin yeterli olmasını sağlamalarını istedi. Kampanya, blogda, kampanyaya dahil olan ülkelerden günlük güncellemeleri yayımlıyor.

Kalpona Akter, “Sendika hareketi sözleşmelerini uygulamayan markaları açıklamaya başladığında, bazıları sözleşmeleri yerine getirmeye söz verdi” dedi. İşçi Hakları Birliği aslında büyük giyim markaları üzerinde bir gözetleme başlattı: Ağırlıklı olarak Adidas, H&M veya Inditex (Zara’nın sahibi) gibi isimlerden Walmart’a, Arcadia’ya (bilinen birçok markanın sahibi) şirketlerin tam olarak ödemeyi üstlendiği anlaşılıyor.

29 Nisan’da Bangladeş’te birçok güvenlik endişesine rağmen birkaç yüz fabrika yeniden açıldı. Ama yüz binlerce işçi hala ücret bekliyor.

( Yazı femmminismorivoluzionario.blogspot.com’dan çevrilmiştir)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu