GüncelManşet

Gever’de bu kez cenazeye saldırı

H. Merkezi: 6 Aralık günü Gever’de, 8 HPG’linin tahrif edilen mezarı için yapılan eyleme saldıran devletin katlettiği amca-yeğen, Mehmet Reşit ve Veysel İşbilir’in bugünkü (7 Aralık) cenazesinde yine saldırı vardı. Başına kurşun isabet eden bir genç, yoğun bakıma kaldırıldı, hayati tehlikesi sürüyor.

Dün Gever’de eylem yapan kitleye saldıran özel harekat polisi, amca-yeğen olan Mehmet Reşit İşbilir ile Veysel İşbilir’i kurşunlayarak katletti. Bugün ise sabah saatlerinden itibaren başta Gever olmak üzere dört bir yanda on binlerce kişi sokağa dökülerek bu katliamı protesto etti.

En büyük öfke Gever’deydi…

Katliamın yaşandığı bölgeye sabah saatlerinden itibaren cenaze için akın eden binlerce insan, otopsi için götürüldükleri Wan’dan getirilen cenazeyi sloganlarla karşıladılar. İşte ilk saldırı tam da bu anda geldi. Polis, tazyikli su ve gaz bombaları ile kitleye saldırdı; kitle de bu saldırıya taş, molotof kokteyli ve sloganlarla karşılık verdi.

 

Cenazeyi karşılayan kitleye saldırı

Ardından Eski Merkez Camii’ne götürülen cenaze, dini vecibelerin ardından defnedileceği Bajirge Mezarlığı’na doğru son yolculuğuna uğurlandı.

Yürüyüş sırasında yaşanan katliama duydukları öfke nedeniyle kitle tarafından Gülen cemaatine ait olduğu belirtilen bir bina, molotof ve taş yağmuruna tutuldu. Buraya dönük yapılan molotoflu eylemden sonra kitle, mezarlığın hemen karşısında bulunan özel hareket polislerinin bulunduğu noktayı da taşladı. Yürüyüş sırasında Wan Karayolu da çift yönlü olarak trafiğe kapatıldı.

Sayıları on bini bulan kitle burada sık sık “Şehîd namirin”, “Ey şehîd riya te riya me ye”, “Ey şehîd xwîna te erdê namine”, “HPG intikam” sloganları ile cenazeleri toprağa verdi. Mezarlığa getirilen amca ve yeğenin cenazesi ise yoğun kar yağışı altında yan yana toprağa verildi. Defin işlemleri esnasında aileler, yitirdikleri amca-yeğen için gözyaşlarına boğuldu. 

 

“Böyle barış sürecine Gever halkı destek vermez”

Cenazelerin toprağa verilmesinin ardından BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş bir konuşma yaptı: “Tüm Kürdistan halkının başı sağ olsun. Biliyorum ki bugün Kürdistan’da ve dünyanın her yerinde yaşayan Kürtlerden birer parça daha koptu” diyerek sözlerine başlayan Demirtaş, “kendilerinden parça koparanlardan, infaz yapanlardan, katliam dayatanlardan daha önce olduğu gibi bugün ve bundan sonrada olduğu gibi tek tek hesabını soracaklarını” söyledi.

Kürt gençliğini, Gever gençliğini katliamla bitireceklerini, teslim alacaklarını sananların bir kez daha yanılacağının altını çizen Demirtaş, “Gever’in ortasında iki genci iş elbiseleriyle katledenler, o katliamcı ve kanlı elleriyle Kürdistan gömülecektir ama Kürdistan ilelebet kalacaktır. Kürt gençlerini ulu orta katledip, çatışma diyenler bu halkın içine çıkacak yüzü bulamayacaklardır. Asıl terörist kar maskeleri ile hastaneyi basıp, işkence edenler ve şehitlerimizi yerde sürükleyenlerdir. Bu halkın öfkesi sizi boğacaktır. Şimdi ‘analar ağlamasın’ diyenler Gever’e baksınlar. Gever’de analar ağlıyor. Böyle bir süreç, barış olmaz. Bu infazların hesabını elbet soracağız. Eğer hükümet infazların üstünü örtmeye çalışırsa yalanlara sığınırsa, Gever halkı ve tüm Kürdistan halkı bu barış sürecine asla destek vermeyecektir” ifadelerini kullandı.

 

“Devlet, aynı devlet”

Demirtaş’ın ardından HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de konuştu. Konuşmasında ‘geçmişi unutun, yeni bir dönem başlıyor’ sözlerini hatırlattığı Başbakan Erdoğan’a seslenen Tuncel, “Ancak bu zulüm devam ediyor. Devlet aynı devlet. 1915’te, Dersim’de, Maraş’ta, Roboski’de, Gezi’de ve Gever’de bu devleti iyi tanıyoruz. Biz katliamları, işkenceleri unutmayacağız. Unutmayacağız ki barış gelsin. Bu devlet sadece Kürdistan’da değil, Türkiye’de katliamlar yapıyor. Katillere rütbeler veriyor. Hrant Dink’i, Uğur Kaymaz’ı, Şahin Öner’i ve Roboski’de katleden herkesi ödüllendiriyor. Siz bunların hesabını sormazsanız burada barış olmaz. Siz hesap sormazsanız bu halk sorar” dedi.

Demirtaş ve Tuncel’in konuşmalarının ardından yüzü maskeli bir genç de kitleye selendi. Gever’de yaşanan olayın hesabı sorulmadan kimseyi evine dönmemeye, yemek yememeye ve uyumamaya çağıran yüzü kapalı genç, “Biz bu saldırının cevabını ve şehitlerin intikamını almayana kadar uyumayacağız. Failler bulunana kadar savaşacağız” şeklinde konuştu.

 

2. saldırıda bir kişi ağır yaralı!

Yapılan konuşmaların ardından mezarlıktan çıkmak üzere kitle kapıya doğru hareketlendi. Fakat mezarlık çıkışında kitleye dönük ikinci bir polis saldırısı yaşandı. Kitleye saldıran polis, gaz bombası, tazyikli su ve plastik mermi kullandı.

Yaşanan ikinci saldırının ardından üzerine mezarlıktan çıkan kitle de polise taşlarla karşılık verdi. Çıkan olaylar sırasında polise ait bir zırhlı araç mezarlıktan çıkmaya çalışan kitlenin içine daldı. Kitlenin içine dalan zırhlı araç nedeniyle birçok kişi ezilme tehlikesi geçirirken, aynı araçtan o sırada etrafa rastgele ateş açıldı. 

Yaşanan bu olay ilçedeki gerilimi daha da artırdı. İlçenin birçok noktasına barikat kurup, ateşler yakan kitle ile polisler arasında şiddetli çatışmalar cereyan etti. Wan’a giden karayol ile Cengiz Topal Caddesi ve eski hapishaneye giden yolu trafiğe kapatan kitle, buralarda da barikatlar kurup, lastikler yaktı. 

Yaşanan çatışma sırasında daha önce amca-yeğeni katleden faşist devlet, bu kez de Bêmal Topçu (25) isimli bir genci kafasına aldığı darbe ile ağır yaraladı. Yaralanan Tokçu çevredekiler tarafından hemen Yüksekova Devlet Hastanesine kaldırıldı.

 

Doktorlar: “Yakın mesafeden ve silahla vuruldu”

Bilinci kapalı olan ve doktorlar tarafından uyutulan Topçu için doktorlar tarafından yapılan açıklamada, Tokçu’nun başının sağ tarafından yaralandığı ve başında saçma metal parçacıklarının tespit edildiği kaydedildi.

Sağ tarafından lob bölgesine isabet eden parçacıkların ciddi hasar verdiğini belirten doktorlar, Tokçu’nun yaşamasının mucize olduğunu dile getirdi. Tokçu’nun yaşaması halinde bedeninde kalıcı hasarın olacağını ifade eden doktorlar, vücudunun sol tarafının tamamen felç olma riskinin olduğu belirtildi.

Doktorlar, Tokçu’nun yakın mesafeden ve hedef alınarak silahla vurulduğunu tahmin ettiklerini kaydederek, metal parçaların beyinin içerisine kadar girdiğini söyledi. 

 

Valilik “silahlı eylemci” diye açıklama yaptı

Reşit İşbilir ile Veysel İşbilir’in katledilmesinin ardından ortaya çıkan delil ve tanıklar “infaz” edildiklerini ortaya koyarken Hakkari Valisi olayın ilk saatlerinde polisi korumak için acele ile “Çatışmada öldürüldüler” şeklinde haber geçmişti. Vali aynı tavrını bu günde sürdürerek, ağır yaralı Bemal Tokçu’yu, “Silahlı eylemci” yaptı. 

Tokçu’ya ilişkin Hakkari Valiliği’nde yapılan açıklamada, “Ateşe maruz kalan polis gücüne yardım etmek üzere bölgeye intikal eden özel harekat timlerimize ateş açılmaya devam edilmiş, atışa karşılık verilmesi sonucunda bir silahlı eylemci yaralanmıştır. Yaralı şahıs, Yüksekova Devlet Hastanesinde ilk müdahalesinin yapılmasını müteakip Van’a sevk edilmiştir. Konuyla ilgili adli tahkikat başlatılmış olup gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir” denildi. 

 

[widgetkit id=414]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu