Emek

Fındık Diyarında Yangın Var!

AKP’nin tarım politikaları konusundaki tüm uygulamalarının arka planında emperyalizmin ekonomik çıkarları vardır.

AKP’nin iktidara geldiği tarihten günümüze kadar geçen 10 yıllık süre içerisinde tarım ve hayvancılık konusunda üretimde büyük oranda gerileme olmuş ve bu gerilemeye bağlı olarak ortaya çıkan açıklar giderek büyümüş ve büyümeye devam etmektedir.

AKP’nin bilinçli olarak uyguladığı tarım politikasının sonucunda oluşan açıklar, emperyalist ülkelerdeki dev tarım tekellerinin stoklarındaki ürünlerden yapılan ithalat ile kapatılmıştır.

Emperyalizmin bizim gibi yarı sömürge ülkelere dayatmış olduğu ve son 30 yıldır uygulanan “Neo-Liberal” ekonomik-politikaların sonucu olarak, uygulanan özelleştirmeler sanayi kesimlerini kapsadığı gibi, tarımsal alanları da büyük ölçüde kapsama alanına almıştır.

Bu politikaların neticesinde tarım alanları ile ilgili pek çok kurum özelleştirilip devre dışı bırakılırken bu kurumların hayat verdiği tarımsal üretimler yapılamaz hale gelmiş veya büyük oranda azalmıştır.

Tütün ve şeker pancarı gibi tarımsal üretimlerin başına gelenleri, bu konuya açık örnek olarak verebiliriz. Bunlar en fazla etkilenen ürünler olmakla birlikte, diğer tüm tarımsal ürünler de, uygulanan Neo-Liberal politikalardan nasibini almış ve değişik oranlardaki etkilenmelerle ve üretimdeki önemli kayıplarla veya taban fiyatlarındaki aşırı düşüşlerle karşımıza çıkmaktadır.

Bunlardan bu gün ele alacağımız fındık konusu ile ilgili, günümüz de yaşanan problemleri ve uzun yıllar uygulanan politikalar sonucu dip yapmış olan fiyat olayını işleyeceğiz.

AKP hükümeti süresince fındık fiyatları hiçbir zaman istikrarlı ve üreticiyi tatmin edici bir seviyeye ulaşamadığı gibi çoğu zaman maliyet fiyatının altında veya aynı düzeyde seyretmiştir.

Yıllara Göre Kilo ve Maliyet Fiyatı.

2002 fiyat: 1.61 TL.   maliyet: 2.04 TL.   2003 fiyat: 2.50 TL.   maliyet: 2.60 TL.

2004 fiyat: 5,15 TL.   maliyet: 3.69 TL.   2005 fiyat: 7.40 TL.    maliyet: 4.30 TL.

2006 fiyat: 4.00 TL.   maliyet: 3.54 TL.   2007 fiyat: 5.15 TL.   maliyet: 4.59 TL.

2008 fiyat: 4.00 TL.   maliyet: 3.54 TL.

Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı gibi fiyatlar 2005 yılı hariç maliyet fiyatları ile (biraz aşağı, biraz yukarı) aynı düzeyde seyretmiş, 2005 yılında ise hem rekolte çok düşüktü ve hem de verilen fiyat AKP tarafından değil Fiskobirlik tarafından verilmiş ve daha sonraki süreçte bu fiyat AKP tarafından 3 TL’ye kadar düşürülmüştür.

Buraya aktardığımız fiyatlar Ziraat Odası tarafından hazırlanan piyasa fiyatı ile maliyet fiyatının karşılaştırılmasıdır. Ziraat Odası’nın 2012 yılı için hazırlamış olduğu maliyet fiyatı ise 4.7 TL gibi çelişkili bir rakamdır. 2007 Yılı için verilen maliyet rakamı 4.59 TL iken, aradan geçen 5 yıllık süreye rağmen 2012 yılı için verilen maliyet rakamının 4.7 TL olması mümkün mü?

5 yıllık süre içerisinde devletin kendi istatistik kurumunun vermiş olduğu enflasyon rakamları fındık, konusunda ki gider kalemlerine (işçilik, gübre, ilaç, mazot  vb.) hiç mi yansımadı?

Bizim tahmini olarak yapacağımız maliyet hesabına göre rakamın en az  5.5 TL olması gerekmektedir. Bu günlerde piyasa da işlem gören fiyat’ın 4 TL olduğunu dikkate aldığımızda, 5.5 TL’lik maliyet fiyatının 1.5 TL altında olduğu görülecektir.

İşin özeti üretici harcadığı emeğin karşılığını alamadığı gibi, ürününü 1.5 TL kadar zararına satmış olmaktadır.

Kaldı ki Ziraat Odası’nın vermiş olduğu rakamı bile dikkate alsak, üreticinin satmış olduğu fındığın kg. fiyatı yine maliyetin altında kalmaktadır.

Bu da bize, fındık üreticisinin tefeci-tüccar ve AB. li tekeller tarafından ne kadar katmerli bir sömürü ağının içine çekildiğini göstermektedir.

Fındık Fiyatının Ucuz Olmasının Nedenleri.

Fiyatların bu kadar düşük olmasının nedeni, elbette ki AKP’nin uygulamak zorunda olduğu ABD ve AB’li tekellerin çıkarlarını korumaya yönelik “Neo-Liberal” ekonomik-politikalardır.

Fındık fiyatı ne kadar ucuz olursa, tüccar açısından sürüm o kadar çok ve AB’li çikolata tekelleri için ise son derece ucuz ve uygun bir fiyat olacaktır.

AKP fiyatların bu denli ucuzlayıp, ucuz seyretmesini nasıl sağladı? Bu soruyu yanıtlamak için biraz gerilere gitmemiz gerekiyor. AKP’nin hükümet olduğundan bu yana, yapmış olduğu ilk işlerden birisi Fiskobirlik vb. kurumları özerkleştirme adı altında, parasal kaynaklarını keserek devre dışı bırakmak oldu.

Üreticiden gelecek tepkilerden çekindiği için de TMO vasıtasıyla 3 yıl düşük fiyattan fındık alımı yaptı ve üç yıldan sonra ruhsatlı üreticiye yeni bir sus payı olarak “doğrudan gelir desteği” projesini devreye sokup üç yıl boyunca uyguladı. Buna göre 3 yıl boyunca kayıtlı üreticiye dönüm başına 150 TL’lik yardım ödeyip, bir anlamda sus payı vermiş oldu.

Daha önceki yıllarda Fiskobirlik’i devre dışı bırakan AKP uyguladığı 3 yıllık hazırlık dönemi ile piyasayı ve üreticileri “serbest piyasa” şartlarında oluşan fiyatlara alıştırdı. Yardımın yapıldığı yıllar içerisinde fiyatları pek de görmek istemeyen üretici, yardımın kesildiği 2012 yılı itibarı ile piyasada oluşan rakam karşısında şok olmuş vaziyette.

Üreticideki hoşnutsuzluk ve tepki had safhada olmakla birlikte, üreticinin dağınıklığı, örgütsüz oluşu, oluşan öfke ve tepkinin dışa vurmasının önünde önemli bir engel oluşturuyor.

Fındık fiyatları serbest piyasada oluşup arz-talep dengesine göre etkilenip, üretimin çok olması durumunda azalıyor, az olması durumunda ise fiyat yükseliyor. Tabi ki üretimin az olması, üreticinin fındığının az olması demek olacağından, fiyatların yükselmesinde üreticinin herhangi bir kazanımı olmamaktadır.

Fındıkta Tefeci Tüccar Sömürüsü.

Üreticilerin çok büyük bir bölümü piyasada fiyatların yükselmesini bekleyecek durumda değildir. Çünkü bunların bir bölümü acil ihtiyaçtan fındığını satar, diğer bir bölümü ise büyük şehirlerden (gurbetten) gelmiştir ve zamanı dolduğu için (okul vb. nedenlerle) fındığını bir an önce satıp evine dönmek zorundadır.

Dolayısı ile ancak ekonomik durumu iyi olan üreticiler fiyat bekleme lüksüne sahip olup, fındığını fiyatların yükseleceği zamana kadar bekletebilirler.

Küçük üreticilerin bir bölümü fındığını hasattan çok önce tüccara satmak zorunda kalır. Çünkü bu üreticiler tüccardan senet karşılığı borç alır ve bu borcun karşılığı ise üreticinin toplayacağı fındıktır.

Üreticinin aldığı borç tefecilik gereği faizlidir ve eğer o yıl fındık olmaz ve hasat gerçekleşmez ise, üreticinin durumu oldukça zordur ve borcuna karşılık evini, bahçesini veya varlıklarını tefeci-tüccara kaptırmak zorunda kalır, fındık olduğunda ise hasat yaptığı fındığını olduğu gibi tüccara teslim edip, gelecek yıl için yeniden borçlanmak için tüccarın kapısını çalar…

AKP’nin fındık konusunda uyguladığı politika, özellikle fındık konusunda, hükümeti boyunca tamamen fındık alımını gerçekleştiren emperyalist tekeller ve onların uşağı durumunda olan (komprador)  tefeci-tüccarların menfaat ve çıkarları doğrultusunda olduğu ortadadır.

Yıllar boyu uygulanan fiyat politikası bu durumu yeterince ispatlamaktadır. AKP’nin bu tek yanlı ekonomik-politikasına karşı fındık üreticisinin tercihi ve eğilimi nedir?

AKP’nin hükümet olduğu 2002 yılından bu yana fındık üreticisi ciddi bir hayal kırıklığı yaşamış, yaşamaya devam etmektedir.(Karadenizden bir Ö-G okuru)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu