15 Eylül günü Washington’da İsrail, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan antlaşma sonrasında bölgede şiddet yeniden arttı.
Gazze’den İsrail’e atıldığı iddia edilen bir roket sonrasında İsrail çarşamba günü hava saldırısı ile cevap vermişti.
Toplamda 13 füzenin Gazze’den İsrail’e fırlatıldığını iddia eden İsrail ordusu, 8 roketin hava savunma sistemi ile yok edildiğini belirtti. Filistin haber ajansı Maan’a göre 8 İsrail vatandaşı yaralandı.
İsrail her türlü saldırıyı Hamas’ın hanesine yazarak direk karşı saldırıda bulunurken, Hamas’ın silahlı kanadı Kasım Tugayları da haber ajansı Maan’a, İsrail saldırılarına karşı direk yanıt vereceklerini açıkladı.
Henüz iki hafta önce Hamas, Katar’ın aracılığı ile İsrail ile ateşkes imzalamıştı. Şimdi döngü tersine dönüyor. Washington’da imzalanan antlaşma ile aynı anda Gazze’den İsrail’e roketler fırlatıldı. Filistin lideri Mahmud Abbas, “barış, güvenlik ve istikrar İsrail işgali bitmeyene kadar bölgede sağlanamaz” vurgusunu yaptı.
Marksist Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Arapça web sitesinde “halkımızın tarihi açısından kara bir gün” ifadelerini kullandı. Maan ajansına göre FHKC, çarşamba günü açıklama yaparak, imzalanan antlaşmayı “Filistin halkının haklarına yönelik bir savaş ilanı” olduğunu belirtti.
Antlaşmanın imzalandığı günün öncesinde yüzlerce insan Gazze’nin çeşitli yerlerinde ve İsrail tarafından işgal altında bulunan Batı Şeria’da “utanç antlaşmasına” karşı protestolar gerçekleştirdiler. Antlaşmanın “iki devletli çözüm” politikasına ihanet olduğunu vurguladılar.
Protestolarda, Washington’a giden Arap devletlerinin devlet başkanlarının fotoğrafları yakıldı.
İsrail işgali altında on yıllardır Filistinlilerin başına gelen saldırılar karşısında çaresizlik eylemleri…
Halkın büyük çoğunluğu felce uğramış görünüyor, zira kitlesel eylemlilikler şimdilik durduruldu. “İsrail’in yanında bir Filistin devleti diye tabir edilen büyük hedef, uzak tarihlere ötelendi” diye vurguluyor bir Filistin yetkilisi.
Bu seferde enternasyonal protestolar gönülsüz ve sözlü eylemsellikten öteye geçemeyecek gibi…
Filistinliler oldukça yalnız kalmış durumda.
Eylem alanında El-Cezire’ye konuşan bir aktivist; “Batı Şeria’da ve Kudüs’te İsrail buldozerleri Filistin evlerini yıkıyor ve her gün onların köylerinde ve kentlerinde etnik temizlik uygulanıyor” diyor.
“Bu daha Filistin halkına karşı İsrail barbarlığının görünen kısmı, BAE ve Bahreyn ise İsrail’in bu pratiklerini ödüllendirme kararı aldılar.”
Önceki cumartesi günü bir araya gelen FHKC ve FKÖ gibi Filistinli örgütler, ortak ve asgari bir çizgide buluştuklarını açıkladılar ve “Birleşik Ulusal Halk Direniş Komutanlığı” oluşturuldu.
Böylesi bir adım daha önce Hamas ve El Fetih arasındaki düşmanlıktan dolayı atılamamıştı. Trump’ın “yüzyılın antlaşması” ve Batı Şeria’nın büyük bölümünün İsrail tarafından ilhak edilme tehlikesi ile Filistin direnişi dar alana hapsedilme politikası baş gösterdiğinden beridir, gruplar arasında bir yakınlaşmanın başladığı görülmektedir. Komutanlık, bütün Filistinlilere cuma günü siyah bayrak asma çağrısında bulundu.
*17.09.2020 tarihli Junge Welt gazetesinde yayınlanan Gerrit Hökman’ın haberi ÖG tarafından çevrildi.
