EmekGüncel

EMEK | Bel Karper İşçileri ile Söyleşi: Fransız Sömürgesi Altında Gibiyiz

"Tek başımıza mücadele ediyoruz ama tek elle bir şey olmuyor. Tüm emekçi dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz.”

Altı yıllık örgütlenme ve hukuk mücadelesinden sonra toplu sözleşme yetkisi alan Tek Gıda İş, yılbaşında taslağını sunarak TİS görüşmelerine başlamak istedi. Görüşmelere katılmayan Bel Karper yönetimi, önce iş yeri baş temsilcisini Kod 29’dan işten atıp 12 işçiyi de ücretsiz izne çıkarmıştı. İşçilerin iki ayı aşkın süre fabrika önündeki direnişi sonunda ücretsiz izine çıkan işçiler yeniden iş başı yaptı. Bu arada Tek Gıda-İş, TİS prosedürlerini sürdürmüş ve sonuç alınamayınca da 22 Nisan’da fabrikaya grev ilanı asılmıştı. 6 Mayıs’ta greve çıkma kararı alan Tek Gıda İş, pandemi ve sokağa çıkma yasağından dolayı Valilikle yapılan görüşme sonunda 17 Mayıs’ta greve çıktı. Başlayan grevin ardından Bel Karper yönetimi grevi boşa düşürmek adına birçok yola başvursa da, işçiler kararlı bir şekilde direnişlerini sürdürüyor.

Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak Bel Karper’de greve çıkan işçilerden Sami Can ve Zeynep Köçek ile görüştük ve Bel Karper’de yaşanan süreci sorduk.

İlk olarak 20 yıldır Bel Karper’de çalışan Sami Can ile konuştuk. Can, sendikal örgütlenmenin ardından yaşananları ve TİS sürecini şöyle anlattı:

“Burası Türk firmasıydı sonrasında Fransızlar aldı. Onlar aldıktan sonra 2008’den biz örgütlenmeye başlamıştık. O zamandan bu zamana bu örgütlenme devam ediyor. Biz hakkımızı arıyoruz. Hakkımız olan budur. Biz emekçiyiz, insanca bir yaşam için mücadele ediyoruz. Ama maalesef bizim Türkiye ayağı, müdürlerinden tutun en alttan en yukarıya kadar bizim haklarımızı vermediler. Bizi yıllarca sömürdüler.

Biz emekçiyiz, burada bir örgütlenme olmuş, Yargıtay’ın verdiği bir karar var. Bu karara uymayan işverenimiz var. Biz çalışma bakanlığının yetki belgesi vermiş olduğu halde 3 aydır sokaktayız. Bizim sesimizi duymalarını istiyoruz. Burası çok büyük bir firma, Türkiye’nin haricinde her yerde işçi haklarına saygı duyduğu halde bizler Fransız sömürgesi altında gibi hissediyoruz. Bizim Türkiye genel müdürlerine sesleniyorum, bizim sesimizi duysunlar ve bu işe son versinler. Bu iş artık çığırından çıkmaya başladı. Bıçak kemiğe dayandı. Dayanacak gücümüz yok. Bir an önce bu işi olumlu yöne çevirsinler yoksa artık dayanacak gücümüz kalmadı.”

Sami Can, her ne olursa olsun grevlerine devam edeceklerini de vurguladı. Fabrika önünde başlayan grevin yayılacağını da ifade eden Can, devam eden grevlerine herkesin ses olması gerektiğini de vurgulayarak şunları söyledi:

“Bizi duyan işçi ve emekçilerimiz de bizlerin sesi olsun. Eğer ses olunursa emekçi kazanacak. Türkiye’de bizim kazanmamız gerekiyor. Artık işçi sınıfı böyle gidemez. Gelecek nesiller nereye kadar gidecek. İşçi sınıfını birliğe davet ediyorum.”

Hakkımızı İstiyoruz

Bel Karper grevine dair konuştuğumuz bir diğer işçi ise 3 yıldır Bel Karper’de çalışan Zeynep Köçek’ti. Zeynep, patronların TİS masasına bir an önce oturması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Yaklaşık 3 yıldır Bel Karper firmasında çalışıyorum. Ben işe girdiğimde firmada bir örgütlenme vardı zaten. Ben de bu örgütlenmeye dahil oldum. Geçen bu süre boyunca işveren hiçbir şekilde TİS masasına oturmuyor. Sendikamız ise sonuna kadar bizim arkamızda duruyor. En yakın zamanda TİS masasına oturmasını istiyoruz. İşverenden tek talebimiz insanca yaşamak isteğimizdir. Hakkımızı istiyoruz. Zaten iş yükümüz yeterince ağır, sadece bunun karşılığını istiyoruz, fazla bir şey istemiyoruz.”

Köçek bir işçi için çalışma şartlarının hali hazırda zor olduğu fabrikada, şartların bir kadın işçi için daha da zor olduğunu da sözlerine ekledi:

“Türkiye harici ülkelerde firma sendikalara saygı duyuyor burada ise duymuyor. Ben bunu tamamen iç yönetim olarak düşünüyorum. Firmanın üst mercilerine bazı şeyleri bildirmediklerini düşünüyorum. Bu yüzden açıklardan da faydalanıyorlar. Kadınlar olarak çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Gece vardiyasına geliyoruz, bu bizi yıpratıyor. Bu yıpranma payını istiyoruz. Zaten yeterince fazla emek harcıyoruz hem evde hem de işte zaten çok zorlanıyoruz. Yeri geliyor ağır şeyler kaldırıyoruz. Bunun için bir önlem yok.”

Köçek de direnişi devam ettireceklerinin altını çizerek şunları söyledi:

“Direnişi ileri boyuta taşımayı düşünüyoruz çünkü içeriden bir sürü tahrik alıyoruz. Kapıda bekliyoruz üzerimize araç sürüyorlar, el hareketleri yapıyorlar, küfür ediyorlar. Hatta geçen “Sizi ezeceğiz” diyerek bizi tehdit ettiler. Bizi yeterince tahrik ediyorlar. Bütün işçi dostlarımızın mücadelede yanımızda olmalarını istiyoruz. Ürünleri boykot ederek bize destek olabilirler. Zaten çoğumuz işçi ailesiyiz o yüzden bizim yanımızda olarak destek versinler. Tek başımıza mücadele ediyoruz ama tek elle bir şey olmuyor. Tüm emekçi dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu