Dersim: Xozat’da Kaymakamlık, Jandarma, Polis gibi bütün devlet kurumlarınca halkın büyük çoğunluğunun fişlendiği yapılan bir haberle ortaya çıkmıştı. Burjuva medya tarafından bilerek şaşkınlık yaratması gereken bir olay gibi servis edilen olay birçok kesim tarafından böyle karşılanmadı. Çünkü T.C.’nin demokrasi maskesi halkın gözünde yaşadıkları pratiklerde çoktan düşmüştü. Özgür Gelecek Gazetesi olarak bizde ‘fişleme’ olayını bizzat fişlenmenin öznelerinden biri olan Xozat Belediye Başkanı Cevdet Konak’a sorduk.
ÖG: Hozat neden fişlendi, ne amaçlandı?
C. Konak: Fişleme, karanlık güçlerin bir geleneğidir. 1938’den beri Dersimlileri fişlemişlerdir. Hatta bunu Dersim 38 fotoğraf sergisindeki (Xozat Festivalinde sergilendi) belgelerden de görebilirsiniz. Şu aşiretler- köyler, suçu ise; seyit, rayber, pir olma vs. şeklinde. Tabi Xozat’ta ortaya çıkanda bu geleneğin devamıydı. Aslında Dersim’de genel anlamda herkes böyle kontrol altına alınmaya çalışıldı. Düşünceleri, günlük yaşamı, doğruları, siyasal-politik duruşu hep böyle bir baskı altında. Yüzyıllardır bu Dersim’e yönelik olarak vardır. Mesela siz jandarmaya, polise kimlik fotokopisini verirseniz hemen bakarlardı, kardeşi yurtdışında adı Mehmet, düşüncesi siyasal anlamda solcu ya da 1 Mayıs’a katılmış, 18 Mayıs’ta fotoğrafları var, 6 Mayıs’ta yürüyüşe katılmış ve bunlar hep bu coğrafyada devam edip gitti. Bugün bazı tutuklu olan arkadaşlarımızın iddianamelerine bakıyoruz; 1 Mayıs’a katılmış, 6 Mayıs’a, 18 Mayıs’a katılmış, yürümüş slogan atmış. Sistem bu anlayışla toplumdaki bireyleri kendi kontrolüne alarak, kendi kirli düşüncesi içerisinde dönüştürmeye çalışıyor. Burada toplumun bir kesimini; zayıf düşenleri yozlaştırıyor. Onun kimliği, kültürü, siyasal değerleri üzerinde bunu yapıyor. Eğer örgütlü biri değilse ya da süreci çok politik tartışmıyorsa, işte burada bir kopma başlıyor. Çünkü bunu, bu fişleri hayatın her alanında kişinin karşısına çıkarıyorlar. Ben yıllardır şunu biliyorum; bu bölgede aydınsa, ilericiyse, devrimciyse, Kızılbaş Kürt’se ya da her şeyden önce eşitlikten, demokrasiden, özgürlükten yana mücadele süreci içerisinde emeği ve payı varsa bunların hepsi fişlenmiştir.
“Değerlerimizden asla asla taviz vermeyiz”
Biz ‘fişlenmiş’ demiyoruz bu devletin kendi dili ama burada bunu teşhir etmenin sorumlulukları da bizim omuzlarımızın üzerinde. Xozat devletin bu karanlık yüzünü, sistemin bu karanlık yüzünü, itaatçı ruhunu ortaya çıkardı. Bunlar onların korkularıdır. Onlar asla bizi düşüncelerimizden vaz geçiremez, yıldıramazlar. Karanlık güçler halk hakkında; böyle biyografik fişler düzenleyerek kendi kirli ve korkulu yüzlerini ortaya çıkarmışlardır. Bugün ilçemizdeki pankartlarda da görüyorsunuz, “Dikkat ilçemiz fişlenmiştir.” Aslında biz solculuğumuz, devrimciliğimizle, sosyalistliğimizle yaşam biçimimizle bütünleşmiş bir toplumuz. Asla asla bu değerlerimizden de taviz vermeyiz.
ÖG: Konuya ilişkin hukuki süreç ne aşamada?
C. Konak: Dava aslında Hozat Cumhuriyet savcısındaydı. Geçen sene Malatya Özel Yetkili Mahkeme bu dosyayı istediğini ifade etmişti. Malatya ÖYM’de bu dosyanın değerlendirileceğini ve sonuçlarının kamuoyuna açıklanacağını kendi dilleriyle ifade etmişlerdi. Biz bu konuda suç duyurusunda bulunup müdahale ettik, avukatımıza vekâlet verdik ve biz bu dosyayı sonuna kadar takip edeceğiz. Ancak şuanda dosyanın üzerinde gizlilik kararı var ve avukatta dâhil dosyayı inceleyemiyoruz. Mecliste oluşan alt komisyonlar halk ile birlikte bir toplantı yaptılar, daha sonrada mecliste birkaç toplantı gerçekleştirdiler. Kendileri de Hozat’ta nitelik ve nicelik olarak çok geniş bir fişleme yapıldığını kabul ettiler. Halkı resmen düşüncelerinden dolayı baskı altına almışlardır. Devletin ağızları, Hozat’ta böyle bir durumdan dolayı soruşturmaya izin verilmediğine dair açıklamalar yaptı. Bu onları bağlar, bu kararlar bizi asla asla bağlamaz. Sonuna kadar biz takipçisi olacağız. Bugünde gündeme getiriyoruz festival aracılığıyla.
“Fişleme, karakollaşmanın ta kendisidir”
Aynı zamanda fişlemede karakollaşmanın ta kendisidir. Halkı fişlemede, o halkın siyasal değerlerine uzatılan kirli eller kadar tehlikeli ve risklidir. Dersimde duyarlı çevreler, demokratik kurumlarımız bu sürecinde takipçisi olarak, en doğru cevabı en doğru yerde verecektir.
ÖG: Son olarak Festival sürecini ve katılımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
C. Konak: Festival’den önce ciddi bir katılım vardı. Bu şunu gösteriyordu; 13. Munzur Kültür ve Doğa Festival’inin Dersim’de bu dönem çok güçlü ve coşkulu geçeceğinin ifadesiydi. Bizim ilçemizde durum bunu gösterdi. Zaten öylede oldu. Şunu da ifade etmek gerek, bu festivalin ana temasında da bizler, coğrafyamızı, değerlerimizi yok edecek, barajlara karşı, bölgemizde yapılacak karakol ve karakollaşmaya karşı, kültürümüze dilimize ve siyasal değerlerimize uzanan karanlık güçlerin, karanlık düşüncelerine karşı Dersimlilerin direnişidir, direngenliğidir. Biz böyle bakıyoruz.
