İstanbul: 10 Eylül günü görülmeye başlanan “KCK Basın Komitesi” davasında iki gazeteci tahliye edildi.
20 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilen baskında gözaltına alınan ve 36’sı tutuklu 44 gazetecinin İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada bir kez daha Kürtçe “krizi” yaşandı.
Amed ve İstanbul KCK davalarından alışık olduğumuz Kürtçe fobisi gazetecilerin davasında da nüksetti. Mahkeme heyeti tutsakların “Ez Livirim”(buradyım) sözünü duymazlıktan geldi, Kürtçe savunma talebini red etti.
Mahkeme başkanı ile gazeteciler ve izleyiciler arasında sık sık tartışmaların yaşandığı, polisin gazetecilere ve yakınlarına saldırdığı duruşmalarda devlet, basın özgürlüğünden ne anladığını bir kez daha gösterdi.
Gazetecilik meslekleri gereği yaptıkları söyleşi ve haberleri iddianameye koyan savcılık davanın siyasi bir dava olduğunu baştan ilan etmişti.
12 Eylül cuntasının yıldönümünde ağızlarına siyah bant takarak mahkemeyi protesto eden gazetecilere sinirlenen mahkeme başkanı duruşmalara ara verdi.
Duruşmalar boyunca salondan sık sık “Özgür basın susturulamaz” sloganları yükseldi.
Duruşmalar 12 Kasım’a ertelenirken mahkeme heyeti, Vatan Gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus ve Fırat Dağıtım çalışanı Cihat Ablay’ın tahliyesine, 34 gazetecinin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
