Makaleler

İnkar ve imha saldırısı olarak: Mekan yıkımı

Savaşlar doğrudan bir mekan yıkımıdır. Mekan toplumsal varlığın, aidiyetin oluşturulduğu, egemen olanın güç simgesi olduğu yerlerdir. Sınıflı toplumlar tarihi kent yıkımlarıyla doludur. Köleci sistemden bugüne uzanan egemen olma ve egemen olanın tüm izlerini silme yöntemidir mekan yıkımı. Ulusal sorun kapsamında ezen ulusun, ezilen ulus üzerindeki baskısının savaşa, imhaya, katliama döndüğü noktada ezilen ulusun mekanı da tahrip edilip yok edilir. T. Kürdistanı’nda bir yıldır devam eden şehir savaşında “Harita’dan silme” söylemi ezilen ulusun toplumsal ve tarihsel izlerini silme anlamında bir mekan yıkımı söylemidir. Irkçı ve şovendir.

Tarihsel bağlamda Kürdistan coğrafyasında Kürtlere yönelen inkar ve imha saldırıları, mekana da yapılmıştır. Zira, mekan, ezen ulusun elinde inkar ve imhanın gerçekleştirildiği yerlerin başında gelmektedir. Mekana yapılan saldırı, özünde ezilen ulusun tarihsel kökleriyle birlikte yarattığı ortak ruhi şekillenmenin yok edilmesidir. Bir ulus olmanın, olabilmenin temel kriterlerinden biridir yok edilen. Bu sebepledir ki mekana yönelik saldırı ve yıkım savaşın doğal bir sonucu değil, ideolojik ve politik saldırıdır.

Kürtler, emperyalistlerin pazar paylaşımını meşrulaştıran Lozan Antlaşmasıyla en büyük mekan yıkımına uğradı, uğratıldı. Kürdistan coğrafyası dört parçaya ayrıldı, her biri bir devletin ilhakına-sömürüsüne bırakıldı. Coğrafyanın parçalanması bir ulus olarak var olmanın en önemli kriteri olan toprak bütünlüğüne yapılan bir saldırıdır. Bu saldırıyla, Kürtlerin bir ulus olarak var olabilmesinin ve bir ulus olma nedeniyle doğan haklarının engellenmesi hayata geçirilmiş oldu. Toprak bütünlüğünün parçalanmasıyla, Kürt ulusunun dil, kültür, iktisadi, ruhi bütünlüğü de mekana yönelen yıkımla dört parçaya ayrılmıştır.

İlhak altında bitmek bilmeyen inkar ve imha saldırılarına karşı bir ulus olarak varlığını koruyan Kürtler, bugün bir kez daha mekan yıkımıyla karşı karşıya. TC devletinin kuruluş süreci ve sonraki dönemde kesintisiz olarak sürdürülen, farklı etnik yapılara karşı mekansızlaştırma politikasıdır. Anadolu’nun yerleşik sahipleri olan Ermeni, Rum. Asuri/Süryani, Ezidi, Yahudi ve diğer azınlık, ulus ve inançlardan halk, sürgün, katliam ve soykırımla mekansızlaştırıldı. Tüm izleri silindi. Kürtleri, Türkleştirme düşüncesinin hayat bulmadığı noktada, mekansızlaştırma Kürtlere de yöneldi. Koçgiri, Şex Said, Ağrı, Zilan, Dersim sürgün ve katliamları, bugün Sûr’da, Cizîr’de, Hezex’de, Nisêbîn ve Silopiya’da devam ediyor. Sürgün, göçertme, iskan politikaları ezilen ulusu mekansızlaştırma, tarihsel köklerinden koparma ve toplumsal belleğini silme saldırısıdır. Kendi topraklarından koparılan Kürtlerin, hiçbir izlerinin olmadığı topraklarda yaşamak zorunda bırakılması, toprak bütünlüğünün gaspı olarak mekanın insansızlaştırılarak yıkılmasıdır. Zira mekanı mekan yapan toprak-kaya parçasının kendisi değildir, üzerinde yaşayan topluluğun ekonomik, sosyal, kültürel olarak kattığı-yarattığı değerler toplamıdır.

90’lı yıllarda, savaşın “düşük yoğunluklu savaş” olarak nitelenip en şiddetli biçimde yaşandığı dönemde, saldırıların mekan yıkımı olarak aldığı biçim, Kürt köylerinin yakılıp yıkılmasıydı. Köy ve mezraların PKK’ye destek verdiği bahanesi, gerilla mücadelesine karşı bölgenin insansızlaştırılması politikası, ezilen ulusu mekansızlaştırma saldırısına dönüştü. 1995’e gelindiğinde 4 bin köy ve mezra boşaltılarak yakılıp-yıkıldı. 4 milyon Kürt köylüsü batıya veya Kürt illerine zorla göç ettirildi. Bir ulus olarak mekana değer katan, sosyo-ekonomik bir yaşam ören Kürtlerin, yarattığı değerler bütünü yakılıp-yıkılarak yok edildi. 4 bin köy ve mezradaki Kürtlerin tarihsel izleri silindi.

90’lı yıllarda köyleri yakılıp-yıkılan, zorla göç ettikleri şehirlerde bir ulus olarak yeniden değerler bütünü yaratan Kürtlerin mekanı bugün tanklarla, toplarla, savaş uçaklarıyla yakılıp-yıkılıyor. Resmi rakamlara göre Cizîr’de 4 bin ev yıkılırken, Gever’de 5 bin ev için hasar tespit komisyonuna başvuru yapıldı. Sûr’a geri dönenlerin ilçenin “dümdüz” edildiğini belirtmesi yaşanan mekan yıkımının boyutunu ifade etmektedir. Sadece Sûr’da 20 bin, bölge genelinde 200 bin insanın göç etmesi de bu yıkımın “tabi” sonucudur. Ezen ulusun ırkçı, şoven, milliyetçi saldırılarının, önceki yıllarda olduğu gibi doğrudan mekana yönelmesidir. Yıkılan evler, Star muhabirine haber olsun diye havaya uçurulan binalar, sadece taş bina olmayıp, bir ulusun tüm rengi-kültürüyle yaşamlarını sürdürdüğü ve hayallerle geleceğini kurduğu, anılarıyla toplumsal belleğini oluşturduğu mekanlardır. Her bir evin yıkımı, özünde, Kürtlerin ortak geçmişinin ve geleceğinin yıkımıdır.

Sûr’u Toledo yapmak isteyenlerin sevinci, sadece mekan yıkımıyla yaratılan rantkâr alanından gelecek milyon dolarlar değildir. Ezilen ulusun tarihsel varlığının ortadan kaldırılmasıdır. Mekan yıkımı bunun ilk aşaması olurken “Toledo yapma” bu kapsamda TOKİ’nin harekete geçmesi ve acil kamulaştırma yapılması ikinci aşamadır. Geçmişin ve geleceğin yıkıldığı Kürt kentleri üzerine, ezen ulusun izlerini taşıyan yeni kentler inşa edilecek olması, T. Kürdistanı’nı Türkleştirmenin başka bir yol yöntemidir.

Bu yol ve yöntem oldukça tanıdıktır. Taliban’ın Afganistan’da Buda heykellerini yıkmasına, El-Kaide’nin Irak Müzesi’ni tahrip etmesine, DAİŞ’in Palmira’yı havaya uçurmasına yön veren zihniyet bugün Kürt kentlerini yıkan zihniyettir, bir farkı yoktur. Tekfirci faşistlerin dini mahiyetle yaptığı mekan yıkımla, ırkçı faşizmin ulusal mahiyette yaptığı mekan yıkımının örtüştüğü nokta, kendi ideolojileri doğrultusunda tarih yıkıcılığı ve kendi tarihlerini bu yıkım üzerinden inşa etmeleridir.

Fakat gerçek şudur ki mekan yıkımı aynı zamanda, direnişin, mücadelenin, küllerinden ayağa dirilmenin gerçekleştiği andır da. Bir yıl süren savaşta aylarca süren kent işgaline karşı direniş-mücadele, yok etmenin en koyu biçimde gerçekleştiği anda doruğa çıkmıştır. Irkçı, şoven, milliyetçi zihniyetle yıkılan Kürt kentlerinin yeniden inşa edilmesini aynı zamanda bu tekçi zihniyetin, beyinlerin tüm kıvrımlarına dek söküp atan bir yıkıma dönüştürme zemini güçlüdür. Sûr’un, Cizîr’in, Hezex’in, Gever’in inşasında batıyı seferber edecek yardımlaşma ve dayanışma kampanyaları, şovenizme karşı bir panzehir etkisi yaratacaktır. Yıkılan kentlerle birlikte, halkların ortak mücadelesini de inşa edelim.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu