Kültür&Sanat

Ay akşamlı Haziran şehitlerine…

MUNZUR VE KİNEM’E

Gidişinizin üzerinden üç yıl geçti. Dün gibi taze haberiniz. Ve haberin yüreğimizde açtığı yara hala ağır ve acıdır… Ne zaman yüzümüzü sol yanımıza dönsek sizleri hatırlatan bir iz ile karşılaşıyoruz. Sonra siluetiniz canlanıyor gözümüzde; acımızı hafifleten içten gülümseyişlerinizle… “Biz burada, yanınızda, kavganın ortasındayız” diyorsunuz. Yüreğimize umut oluyorsunuz…

Radi Fiş’in “Ben de Halimce Bedreddinem” adlı kitabında bir bölüm okumuştum. Şöyle diyordu:

İnsan ömrü yetmiş yıldı. Belki bir yetmiş yıl da kendisini görenlerin, tanıyanların belleklerinde yaşadı insan, o kadar. Ama insan bir sinek, bir böcek değildi. Bir başka yaşamı vardı onun: Ruh yaşamı. Ve bu yaşam o insanın yapıp eyledikleri ne kadar yaşarsa, o kadar sürecek bir yaşamdı.

Belki siz bir yetmiş yıl dahi yaşamadınız. Henüz yirmili yaşlardaydınız. Ama sizi de diğerleri gibi ölümsüzleştiren de yaptıklarınız ve yapmaya çalıştıklarınız değil mi? Umutlarınız, idealleriniz, eylemleriniz, zorlu bir sürecin militanı ve sıra neferi olarak ödediğiniz bedel…

Özgürlük tutkunuz, insani yanınız, kavgaya bağlılığınız, feda ruhunuz değil mi?

Peki kan ve canla mayalanan özgürlük mücadelesinde sizi unutmak mümkün mü?

(Dersim’den bir Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu