Manşet

Cizre Notları…

“Düşecekler olacaktır mutlaka bu kavgada

Umut türkülerimiz yarım kalmayacak

Türkülerimizi gür bir sesle mücadele büyütmeye devam edeceğiz”

Devletin son zamanlarda gençlik örgütlerine yönelik saldırısı aslında hiç şaşırtıcı değildir.Gençliğin onların saltanatlarını temellerinde yıkacak olan gücü her geçen gün halk gençliğinin gücü ile  birleştikçe yükselmektedir.Yeni Demokrat Gençlik’e dönük saldırılar da tam da bu nedenleydi.

4 YDG’li yoldaşımız gittikleri Cizre de gözaltına alınarak tutuklandığı sırada yaz sürecinin dağınık olduğu bir dönemi yaşıyorduk.Alanlanımızda YDG’li arkadaşlarımızı sahiplenme bilinci ile başlattığımız çalışmalar tüm hızıyla başladı ve devam etti.YDG’Li yoldaşlarımızı sahiplenme biz faaliyetçiler için de bir deneyim olduğu gibi “ileri, orta, geri” olarak ayırdığımız kitlemizde bize daha fazla yakınlaşarak harekete geçti, çalışmalarda emek harcadı.Bu aslında bizler için umutlu ve kararlı bir çalışma olduğu gibi, kolektif hareket etme,sorumluluk bilincinin de dışarı vurması yönünde de etki yaratmıştır.Çalışmalarımızda öncelik olarak tüm alanlarımızda eş zamanlı yapılan basın açıklamaları ile başladık.Daha sonra ise tutsak YDG’liler için dayanışma stantlarına yer verilerek devam edildi. Faaliyetlerimizin devam ettiği bu süreklilikte ;kitlelere gitme,YDG’ye dönük yapılan gözaltı,tutuklama ,baskı ve operasyonları anlatma yönünde yapılan tartışmalar neticesinde imza kamyansı başlatıldı. Başlatılan bu kampanya belli alanlarla sınırlı kalmayıp Türkiye’de tüm YDG alanlarında devam etti.Bu çalışmanın verdiği bir çok olanak olduğu ile birlikte elde ettiğimiz kazanımlar  sonucu ve yeni kitle ilişkileri yakalamış olduk.Çalışmanın verdiği olanaklardan bahsetmek gerekirse;kitlelere derdimizi anlatma,YDG ‘yi anlatma, devletin hukuksuzluğunun ve operasyon katliamlarını gençlik üzerinde yoğunlaştığı v.b. sorunları anlatmak,tartışmak fırsatı oldu. Bu çalışma bizim için faaliyetten ötürü bir zevk idi. Çalışmalarımızın yürütüldüğü  günlerde Suruç’da SGDF’lilere yönelik yapılan bombalı saldrı ile çalışmalarımızda bu saldırıyı teşhir etmek SGDF’lilerle dayanışmayı büyütmek için çalışmalar örgütlendi.

Bunun için alanlarda pankartlarla, kitlesel yürüyüşlere katılma, cenazelerde yer alma,kaybettiğimiz fidanların anısına sinevizyon gösterimizi yapma, dayanışma stantlarına ve taziye çadırlarına ziyaret etme,Suruç’ta yaşanılan bombalama saldırısının canlandırması yapılan tiyatroda yer alma gibi bir çok çalışmalar yapıldı. Daha sonra mahkeme tarihinin belli olması ile birlikte çalışmalara hız verilmesinin yanında mahkemeye gitme, ailelerle dayanışmayı büyütme ve tutsak YDG’lileri yalnız bırakmama yönünde tartışmalar yapıldı.Mahkemeye gitme ,bunun için de “Tutsak YDG’liler İle Dayanışmayı Büyütüyoruz”şiarı ile basılan dayanışma kartlar ile halka gidilerek tutsaklar için belli ihtiyacları karşılama ve mahkeye gidicek arkadaşlara destek olundu. Burda yine halkın YDG’lileri sahiplenme ve bu hukuksuzluğun son bulması yönünde tavırları bizden yana netti.Bu  çalışmaların yanında 16 Ağustos da“Operasyonlara,Tutuklamalara,Katliamlara Son,Tutsak YDG’lilere Özgürlük” şiarı ile yapacağımız merkezi YDG basın açıklaması çalışmları da yürütüldü. Bu faaliyetler süresi boyunca sosyal medya da YDG’liler için çok olanaklı bir şekilde kullanıldı.Tutsak YDG’liler için ve YDG’ye dönük saldıralar için bir çok sinevizyon ve çağrı videoları hazırlandı.Taksim Galatasaray lisesi önünde yapılması planlanan basın açıklmasına pankart açıldığı anda katil polisler saldırarak ,cinsiyetçi küfürler ederek ,arkadaşlarımızı darp ederek bir kez daha kirli yüzlerini ortaya koymuş, devletin YDG korkusunu gözler önüne sermiştir. Daha sonra mahkemeye gitmek için yola çıktık ve Cizre belediyesine vardığımız da belediye de derdimizi Kürtçe anlatmam beni çok mutlu kılmıştı.Çünkü bunu ilk defa yaşıyorum. Daha sonra kalacak yer ayarladıktan sonra kaldığımız mahalle özerklik edilen Cudi mahallesinde gezme fırsatı ve savaş

gerçekeliğini yakında görme fırsatı oldu.

Cudi mahallesi…

Aslında buraya gelme amacımızla birlikte bunu fırsata çevirerek evleri dolaşarak halkın sorunlarını, dinleyip kaçak çaylarını içtik. Dengbejlerin yanık ve  uzun havalarını türkülerini dinledik. Bu bizim için hem bir kazanım var olan mücadelede kazanım elde etmek olmuştu. Halkın bizi sıcak karşılaması ve misafirperverliği ile birlikte  farkından olmadan orada sanki mahkeme için değilde halkla dayanışmayı sağlamak için bulunduğumuz bir pozisyon almış olmuştuk.Herkesin ayrı ayrı dertleri acıları vardı.Kiminin çocuğu asker , kiminin gerilla, kiminin çocuğunun sokak ortasında vurulması ;ama hepsinin dilinde ortak bir  şey vardı;oda cudi“Barış”idi. Halkın umutla özlemle ve bedel ödeyerek beklediği barış oradaki var olan mücadeleden de belli olduğu gibi savaşarak var olan sistemin yıkılmasıyla sağlanacağı kesindi. Mahkeme günü geldiğinde ise adliyede “burda nasibize düşen adeleti beklemek ne kadar kötü” diye söylenmeye başladım. Zaten mahkemede savcının bile bile çocuk gibi koltuğunda dönmesi diğerinin ise bişeler çizerek oyalandığını TC’nin adaletsizliğini gösteriyordu. Mahkemeye liseli YDG’liler olarak katılım sağlamamız bizler açısından da bir ilk idi. Ailelerin bizleri orda görmesi bile bizler açısında önemliydi.Mahkeme sonucunda zaten elde bir delil olmadığı gibi savcı ve hakimin tutuklama nedeni ile ilgisi olmayan soruları sorması bile çok komik bir durumdaydı.

Nihayetinde bir delilin olmadığı gibi YDG’lilerözgürlüklerine yeniden kavuşmuş oldular. Ailelerin o duygulu anlarını anlatmak kelimlere yetmez. Bizler de aslında çok sevindik ama  düşündüğümüz zaman devlet burdan bırakır yarın başka taraftan saldrırır ve her an bir saldırı ,tutuklama ile karşılaşabiliriz diye düşündüm.Yani son olarak şunu belirtmek isterim ki devletin tüm baskıları tutuklamarı boşadır. Hiçbir şey bizi bu haklı inançlı kararlı mücadelemizden alıkoyamaz..

Liseli YDG Okuru

Kaynak: http://www.yenidemokratgenclik.org/

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu