DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Tamamlanamayan tarih

Zindandan alınıp yeniden soruşturma için işkence tezgahlarına götürülen tutsakların “Burada biraz daha kalabilir miyiz?” sözlerine işkenceci polis şeflerinin bile hayretler içinde kaldığı, yaşananlara anlam vermekte zorlandığı mekanın ismidir 5 Nolu Zindan.

Binlerce insanın tanıklığına ve anlatımına rağmen yeterince yazılamayan bir tarihtir 5 Nolu Amed Zindanı. Aradan yarım asır geçmesine karşın bir yanı, bir anı ve hatırası hep eksik kalan bir tarihi kesittir. Acıları halen dipdiri, anıları halen taptazeyken, düşmanın kazanamadığı yenilgilerin, tarihe mal olan direnişlerin sayısız kez yazılımıdır 5 Nolu Amed Zindanı.

Tarih yaşanmaya devam ederken katil bir işkenceci olan Esat Oktay Yıldıran isminin İzmir’de bir okula verilmesi, utancın yeniden yazılımı ve yaşatılmak istenmesidir. Namı yedi düvelce duyulan, Kurdistan halkınca bilinen devrimciler, ilericiler tarafından iyi tanınan, bir işkenceci, bir katilin isminin bir ilk okula verilmesi tesadüfi olmadığı gibi yapılan basit bir kamusal yanlışlık da değildir.

Ermeni soykırımı sonrası sokaklarda aç, çıplak, kimsesiz, sahipsiz ve yetim kalan çocukların “toplatılarak” Türkleştirilmeleri ve “ıslah edilmeleri” için okullar açılır. Anne-babaları katledilen, ulusu soykırımdan geçirilen çocukların tertemiz ellerine Enver Paşa’nın resmi tutuşturulur.

“Devlette devamlılık esastır” anlayışı doğrultusunda bu politika sürdürülür. Soykırım çocuklarının Türkleştirilmesinden çıkartılan derslerle, Türk çocuklarının Köy Enstitüleri’nde “Kemalizm’in askerleri” olması, Kürt çocuklarının Yatılı Bölge Okulları’nda Türkleştirilmesi hedeflenir.

Aradan yüz yıl geçer. Yüz yıllık cumhuriyet rejiminin geldiği nokta tıpkı 5 Nolu Amed Zindanı’nda kendi İstiklal Marşı’nın bir ceza unsuru olarak kullanılmasında olduğu gibi kendi ulusal bayrağının bir ceza unsuru olarak görülebilmesidir. Mahkeme kararıyla kendi ulusal bayrağını sosyal medyada paylaşma cezası vermek ancak “yerli ve milli faşizme” ait olabilir.

Ki bu “yerli ve milli faşizm”, insanlık tarihi açısından kara bir leke olan işkenceci bir katilin ismini onurla ve gururla bir okula verebilmektedir. Türkiyeli çocukların baş uçlarına halk ve özgürlük düşmanı işkenceci bir katilin harflerinin asılması cellatlarına aşık “çocuktan katil yetiştirme” politikasıdır.

“Bize işkence yapmayın! İşkence yapmamak çok mu zor?” diye haykıran tutsakların direngen ve insani talepleri hala kulaklarda çınlıyor. Tutsak anaların evlatlarının işkence görmemesi için bedenlerini ateşe verdikleri, göğüslerini parçalarcasına yumrukladığı tarih henüz unutulmadı. Tanımında halen zorlanılan zulme karşı direniş tarihi sadece ağaç köklerine, not defterlerine yazılmadı. Halkların silinmez devrimci hafızasına yazıldı.

Mazlum Doğanların, Kemal Pirlerin, M.Hayri Durmuşların, Sakine Cansızların, Dörtlerin, bedenlerini ateşe verenlerin, ölüm oruçlarında direnenlerin, onurunu ve devrimci değerlerini koruyanların, bağımsız Kürdistan hayallerini, devrim ve sosyalizm ideallerini yaşatmaya devam edenlerin fedai tarihi bizimdir. Değil birkaç yıl, birkaç asır da geçse asla unutmayacağımız direniş tarihi, bizim olmaya devam edecektir.

Bizlere direniş, işkencecilere utanç olan tarih özgürlüğü için savaşan halkların elinde bir bayraktır.

Zindandan alınıp yeniden soruşturma için işkence tezgahlarına götürülen tutsakların “Burada biraz daha kalabilir miyiz?” sözlerine işkenceci polis şeflerinin bile hayretler içinde kaldığı, yaşananlara anlam vermekte zorlandığı mekanın ismidir 5 Nolu Zindan.

“Ulan oğlum! Size neler yapılıyor ki zindana dönmek istemiyorsunuz. Buradan çıkmak, gitmek için insanlar can atarken siz neden geri dönmek istemiyorsunuz?” diyen işkenceci polislerin bile akıl tutulması yaşadığı yerdir Amed Zindanı tarihi.

Bugün Kürt halkından intikam alırcasına yeniden devrimcilere işkenceli zulüm günlerini hatırlatırcasına, Esat Oktay Yıldıran isminin bir ilkokula verilmesinin nedeni dünden günümüzde dek bitmeyen Kürt ulusu üzerindeki ulusal baskı, inkar ve imha, devrimci ve komünist düşmanlığıdır.

Sonlanmayan soykırım politikasıdır. Özgürlüğünü arayan, direnen, tertemiz idealleri için savaşan her onurlu insana yeniden zulmün ve işkencenin hatırlatılmak istenmesidir.

İşkenceci katilleri, ödüllendiren dönemler yeniden yaşatılmaya çalışılıyor. 12 Eylüllü günlerle bir kez daha kucaklaşılarak Kürt’e düşmanlığın, devrimcilere işkencenin meşrulaştırılıp ırkçılığın kurumlaştırılması için çalışılıyor.

AKP-MHP faşist iktidarı çocukların tertemiz beyinlerine utancın harflerini yazmaya çalışırken bizler de devrimci tarihimizde 5 Nolu Amed Zindan direnişçilerinin onurlu isimlerini yazmaya devam edeceğiz.

(Yeni Özgür Politika. 2 Ocak 2024)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu