Kültür&Sanat

“Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık”

Bugüne kadar farklı biçimlerde, farklı dallarda, farklı duygularla işlenmiştir. Edebiyat, müzik, tiyatro ve resim gibi birçok sanat dalı aşk olgusunu kendi hünerli elleriyle yoğurmuştur ve yaşatmıştır.

Bizde insanın varlığından buyana yaşayan aşk denilen kadim duyguyu farklı ele alan bir yazar ve kitabından bahsedeceğiz. “Aşk bu mu, aşk için bunlar çekilir mi ve en önemlisi aşk ölür mü” dedirten bir eserin sahibi Mehmed Uzun ile dilinin sadeliği ve vuruculuğuyla okuru büyüleyen “Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık” (Roni Mina Evina Tari Mina Mirina) eserini tanımaya ne dersiniz?

Öncelikle yazarımız Mehmed Uzun’dan bahsedelim. Kürt dilini roman diline uyarlamak ve Kürt kültürünün mozaiklerinden olan söz ve ses ustası dengbejleri yaşatmak. Kısacası “özgür insanlık” için 30 küsur yılını bu uğurda adayan Mehmed Uzun, edebi insani kişiliğiyle hatırı sayılır yazarlardan olmuştur. Kürtçe, Türkçe, İsveç’çe edebi eserler veren Mehmed Uzun gerek eserlerinde gerekse de hayatında çok dilli, çok kimlikli, çok kültürlü hümanist bir yazar profili çizmiştir. Edebi dilini, kalemini hiçbir gücün propaganda aracı olarak kullanmayan Mehmed Uzun, yasaklanmış dillerin, dinlerin, kimliklerin en inatçı savunucularından olmuştur. Hümanist kişiliğinden dolayı egemenlerin korktuğu tehlike bir adam olmuştur. Bir ara “bölücülükle” suçlanan Mehmed Uzun’un iftiracılara cevabı mükemmeldi. Cevap aynen şöyleydi. “Evet, bu ülkenin topraklarında gözümüz var. Alıp götürmek için değil, ta dibine gömülmek için.

Şimdi sıra “Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık” romanında. Yazar romanın başlarında Gılgamış Destanından alıntı yapıyor. Gılgamış’ın aydınlığı bulma girişimlerini anlatan bu parça okura bir takım göndermeler yapıyor aynı zamanda semalarında üç renkli kutsal bir bayrağın dalgalandığı, kuzeyi dağlarla, güneyi çöllerle çevrili eski bir eski bir Fransız kolonisi olan Büyük Ülke (Welat Mezin)’den bahseder.

Kralı ve rahiplerini öldürerek iktidara geçen pala bıyıklı general Serdar yönetimindeki ülke ve bu ülkenin başkentinde yollar çok sonraları çok farklı bir şekilde çıkmaza girecek olan Baz ve Kevok’un Hayatı. Romdanda bir halkın farklı dönemlerde yaşadığı iki göç hikayesinden bahseder yazar. Bu iki göç hikâyesinden iki farklı kişi olan Baz ve Kevok gelir hayata. Yalnız Baz, Kevok’un göç yolculuğuna bizzat şahit ve yolculukta görevli subaydır. Kamp yerinde dünyaya gelen bebeğin haberini babasından alan Baz’ın kucağına yeni doğmuş kız çocuğunu verirler.

Bazı yerlerde uğruna ölecek olduğu kadını kucağına alır habersiz. Bu Kevok ile Baz’ın ilk karşılaşmasıdır.

Büyük Ülkenin başkentinde bir yandan Kevok’un üniversitedeki aşkı biriyle sevişmelerini, maceralarını bir yandan da Baz’ın bile sayılarını bilmediği kadınlarla ilişkilerini, genelev kadını Mader ile dostluğunu ustalıkla anlatır yazar.

Kevok ile Jir’in son sevişmeleri çok önemli. Çünkü Jir bu şehirde üniversiteden en önemlisi aşkı Kevok’tan ayrılıyor. Jir dağa çıkarak ve orda halk için savaşacağını haykırıyor Kevok’a, Kevok ise bir yandan “gitme!” diyor bir yandan da Jirden kalıcı bir şey bırakmak ve onu yaşatmak için “döl” istiyor. Kevok üzgün, Kevok çaresiz, Kevok yalnız… Kevok Jir’in yokluğuna dayanamaz bir türlü. Oda aşkı Jir’in peşinden dağa çıkmayı göze alıyor. Halkının ezildiğinin farkında ama onun için öncelik Jir. Kevok dağdaki ilk günlerine alışmakta çok zorluk çeker ama Jir’in yaşıyor olduğunu ve onunla bir kez daha çılgınlar gibi sevişeceğini, tüm rüyalarının gerçekleşeceğini düşünmesi onu hayatta tutuyor. Bir süre sonra dağ hayatına alışan Kevok bu süre içinde çok şey öğrenmiş ve iyi bir direnişçi olmuştur.

Baz ise yeni bir hayat kurmuştur. Bir yandan dağlar Ülkesinde isyancılarla savaşması bir yandan da bir türlü alışamadığı, sürekli kavga ettiği eşiyle yaşamak Baz’ı bunaltmıştır. Kavgalı olduğu eşini görmemek için Büyük Ülkenin başkentinden Dağlar ülkesine gidip uzun süre orada kalır. Askeri hayattan bunalan Baz subaylığı bırakmayı düşünür. Şuan zamanı değildir Çünkü düşman vardı ve öldürmeleri gerekiyordu. Baz isyancılara yardım ve yataklık ettikleri istihbaratını aldığı köyü basmaya gider. Köydekileri alana toplar ve adamları köylüyü dövmeye başlar. Bu sıralarda da Kevok ile direnişçi arkadaşları yeni bir saldırı için uzun bir süredir yürüyorlardı. Askerlerin köyü basıp insanlara zulmettiğini gören Kevok ve arkadaşları çatışmaya başlar. Bir kısmı ölür, bir kısmı kaçar ve bir tanesi tutsak düşer. Bu kişide Kevok’tur. Kevok günlerce işkencelerden geçirilir ve tek kişilik hücreye atılır. Kevok’u öldürmeye çalıştıkları sırada Baz’ı sorgularlar. Hayat Baz ve Kevok’u bir kez daha karşılaştırır.

Kevok’tan diğer arkadaşlarının yerlerini göstermesi istenir. Karşılığında da özgürlüğü vaat edilir. Kevok konuşmaz, işkenceler dur durak bilmez ve en sonunda Kevok her şeyi itiraf eder ve arkadaşlarının yerlerini gösterir. Kevok ile birlikte isyancıları öldürmeye giden Baz ve adamları istediklerini almışlardır. Bütün isyancıları öldüren Baz, sıranın Kevok’ta olduğunu biliyordu. Ona ne yapacaktı. İtiraf edersen serbest kalırsın demişti öyle mi olacaktı peki. Baz’ın Kevok ile işi bitmişti. Kevok’un artık tek çıkar yolu ölümdü. Fakat Baz kendinde olmadan gelişen duygulara teslim olur. Şefkat mi, merhamet mi, aşk mı bir türlü adlandıramadığı duygular Kevok’u yanına almasına neden olur.

Kevok Baz’ın evinde kalmaya başlar. Ölümün tek çıkar yol olduğunu anlayan Kevok hiç bir şeye tepki göstermiyordu zaten. O artık canlı cenazeydi. Kevok’u sürekli izleyen Baz, cevabını bulamadığı sorular soruyordu kendine. Kevok’un sürekli şiir yazdığını defterini okuyan Baz hepten etkilenir bu kızdan. Kevok’un ölüm fermanının haberini alan Baz üzülür ve hemen bir şeyler düşünür. Tek çıkar yolun kaçmak olduğunu anlar. Kevok’u da alıp kaçar Büyük Ülkeden. Ama Kaçış hüzünle sonlanır ve ikisi de yakalanır. Kısa sürede gelişen ve yüreğinin sesine göre davranan Baz’ı kanlı bir infaz bekler. Baz ve Kevok Büyük Ülkenin ıssız, farklı iki yerinde bir gece infaz edilir. İki farklı sürgün hikâyesiyle hayata başlayan Baz ve Kevok ölüme de iki farklı infaz yerinde gider.  

 

(Bir YDG’li)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu